Çepni mahalleleri kültürlerini yaşatma arayışında 2025-02-07 09:07:58   DÎLOK - Dîlok'ta yaşayan Çepni Aleviler, ekonomik nedenlerle göç eden genç nüfusu köylerinde tutmak ve göçenleri geri getirmek için tarih sergisi dahil olmak üzere birçok etkinlik düzenliyor.    Dîlok'ta yaşanan Çepni Aleviler, göçler nedeniyle kültürlerinin yok olma endişesi taşıyor. Çepniler, kültürlerini yaşatmak için göçlerin önüne geçip giden gençleri geri getirmek için çeşitli etkinlikler düzenlense de henüz amaçlarına ulaşmış değildi.    Köseler ve Miseri (Kuzuyatağı) Mahalleleri Dîlok'un Çepnili 2 kırsal mahallesi. Biri Belqîs (Nizip) öteki Çînçîn'e (Yavuzeli) bağlı mahalleler. Her 2 mahalle, kültürlerini yaşatma, inançlarına ve toplumsal yaşama bağlı kalma mücadelesi veriyor. Bir zamanlar Kela Zerrîn (Rum Kale) etrafında birlikte yaşayan bu köyler, zamanla sınırları Çînçîn, Belqîs, Ereban ilçelerine dahil olan dağlık bölgelere dağılmış. Yüz yıllar içerisinde inançlarını kaybetmeyen, kültürlerini yaşatma direnci taşıyan mahalleliler, önce cumhuriyetin kuruluşu, ardından 12 Eylül Darbesi sürecinde inanç kimlikleri ve ideolojileri sebebiyle baskı ve zulümlerle karşı karşıya kalmış. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında kabul edilen Tekke ve Zaviye Kanunu'yla örgütlenmeleri engellenen Alevi yurttaşlar, 12 Eylül Darbesi sürecinde de ibadetlerini dahi yerine getiremeyecek uygulamalara maruz bırakıldıklarını anlattı.    PEK ÇOK ZORLUĞU DENEYİMLEDİLER   Cumhuriyetin kuruluş döneminde, cem ibadetlerini gizli saklı yapmak zorunda kaldıklarını, özellikle 12 Eylül Darbe süreciyle birlikte ideolojik olarak da hedef alındıklarını ifade etti. Geçmişte maruz kaldıkları baskıların yanı sıra, bugün geçim sıkıntılarının giderek artması ile mahalle gençlerinin göç yoluna düştüğünü belirten mahalle halkı, inançlarını ve kültürlerini unutturmamak amacıyla pek çok yola başvurduklarını söyledi.    İmece usulü bir arada iş yapma kültürünün sürdürüldüğü mahallelerde, yurttaşlar ekmeklerini birlikte pişiriyor, düğün-taziye-ibadet günleri- bayramlarını mutlaka bir arada karşılıyor. Özellikle şehir veya yurt dışında olan mahallelilerini ve onların çocuklarını köye çekmeye çalışan mahalle halkı, gelen gençleri köyde tutmak için pek çok yola başvurduklarını, onlara tarihi, kendi kültür ve inançlarını öğretmeyi hedeflediklerini kaydetti.    'GENÇLİK KOLLARI VE AĞAÇ KOMİTESİ KURULDU'   Eski adıyla Miseri şimdiki adıyla ise Kuzuyatağı olan Dîlok’un Çînçîn ilçesine bağlı mahallenin nüfusunun çoğu 12 Eylül ardından Antalya'ya göçmüş. Antalya'dan mahalleye gelen yurttaşların mahallede kültürlerini tanıyarak inançlarını sürdürmesi için mahalle halkı tarafından 2001 yılında Kuzuyatağı Köyü Gençlik Kolları kurulmuş. Bu çatı altında bir araya gelen köy gençleri dergi çıkarma çalışmaları yaparken, bir yandan köy meydanında bir araya gelerek kitap okuma, münazara gibi kültürel aktiviteler yapıyor. Yine mahalle halkının kendi çabalarıyla 2012 yılında Ağaçlandırma Komitesi kurulmuş. Bu komiteyle birlikte köyde hatıra ormanları oluşturularak köy ağaçlandırılmış. Köyde şimdiye kadar 3 hatıra ormanı oluşturulmuş. Bunlardan bir tanesi erken yaşta geçirdiği trafik kazasıyla yaşamını yitiren Bilgesu Gürbüz'e adanmış.    Ancak ekonomik krizin giderek derinleşmesiyle birlikte gençleri mahallede tutunamamış ve hem gençlik kolları hem de komite giderek zayıflamış faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalmış.     'DÜZENİMİZ BOZULDU'   Miseri Mahallesi’nde yaşayan 81 yaşındaki Fatma Türkkan, gözünü açtığı günden bu yana köyünü hiç terk etmeyen mahalle sakinlerinden biri. Oğlu ve onun ailesiyle yaşayan Fatma Türkkan, ilk ismi Miseri, daha sonra Gözü Büyük, son olarak da Kuzuyatağı olarak değiştirilen köylerinin diğer komşu köylerle dayanışma içerisinde yaşadığını belirtti. Fatma Türkkan, "Çevre köyler ile birbirimizi iyi tanırız. Sıkça da yemek yemek için, çay içmek için bir araya geliriz. Bostanlarımıza gelirler, evlerimize gelirler" dedi.    Geçmişte buğday, arpa ektiklerini, üzüm bağları bulunan tarlalarına bugün fıstık ektiklerini kaydeden Fatma Türkkan, neredeyse tüm mahallenin de tek geçim kaynağının fıstık ve yer yer hayvancılık olduğunu söyledi. Ancak gelinen noktada geçim sıkıntıları sebebiyle gençlerin göç ettiğine işaret eden Fatma Türkkan, "Fıstık tarlaları artık yetmiyor. Gençler de artık başka işler bulmak, çalışmak için buradan gidiyorlar. Artık her şey pahalı. Hükümet her şeyi pahalı yaptı. Bir somun ekmek 10 lira olur mu? Gençler de böyle mecbur gidiyor. Düzenimiz bozuldu" diye anlattı.     BELQÎS'İN TEK ÇEPNİ KÖYÜ    Belqîs'ın 73 mahallesinden tek Çepni mahallesi olan Köseler’de yurttaşlar hem kültürlerini yaşatmak hem de inançlarını gelecek günlere taşımak için mücadele veriyor. Mahalle halkı, 1960 yılında kooperatifle bir araya gelerek kendileri inşa ettikleri Köseler Cemevi'nde, kendi köyleri ve çevre köylerden topladıkları eski tarım ve ev aletlerini sergilemeye hazırlanıyor. Mahalle sakinleri bu çalışmaları ile 200 senelik olduğu bilinen mahallelerinin bir zamanlar asıl geçim kaynağı olan hayvancılığı ve onunla şekillenen kültür ve tarihlerini gelecek nesillere anlatmayı planlıyor. Sergilemeyi planladıkları eşyalar arasında tarım aletlerinin yanı sıra yer yer yerel motiflerini işledikleri ev eşyaları da bulunuyor. Mahalle halkının ortak fikri olan sergi için herkes evindeki eski, tarihi sayılacak eşyaları cemevine getirmeye devam ediyor. Öte yandan serginin yapılacağını haber alan komşu mahalle hatta komşu kentlerden yurttaşlar da sergiye destek vermek amacıyla evlerinde antika, eski sayılabilecek eşyaları sergiye bağışladı.  Müzede, kıl tarağı, pelşi, zeytinyağı ve üzümün suyu çıkarmaya yarayan mengene, bir zamanlar biçer-döver olarak kullanılan çerçef, harmanda kullanılan gem tahtası, yer sepeti, tahta yayık, sandık, pencere, panjur, mutfak dolapları, sutaşıma bidonları sergilenmeyi bekleyen eşyalar arasında.    GENÇLERE YAZIK OLUYOR   Mahallenin en yaşlı insanlarından biri olan 92 yaşındaki Yeter Çelik, günler geçtikçe mahallelerinden gençlerin göçtüğüne işaret ederek, "Barış istiyorum. İyilik istiyorum. Gençlerimize yazık oluyor" diye konuştu.    Geçmişten bu yana mahalle halkı ve komşu mahallelerle birlikte her şeylerini bir arada yaptıklarını ifade eden Güllü Çelik (67) ise, "O zaman da her işimizi bir arada yapardık. Ayrımız gayrımız olmazdı. Davarlarımız olurdu. Harman kaldırırdık, patos çalıştırırdık. Şimdi hiç biri kalmadı. Yeme güç yetmiyor. Saman yok. Gençlerimiz de hep bir yana çekildi. Buralarda gençlerimiz kalmadı artık. Ama hala imece usulü iş yapmaya devam ediyoruz. Köyde kalan kültürünü sürdürüyor" dedi.     MA / Ceylan Şahinli