NADA üyeleri: Sınırları aşan mücadele güçlü bir cephe yarattı 2025-03-01 09:03:29   HABER MERKEZİ - Kadın ittifakı ve birlikteliğinin güçlü bir cephe yarattığını belirten NADA Sekretarya üyeleri D. Ebîra Hesaf ve Dr. Hibe Haddadin, “Kadınlar, haklarının farkına vararak daha cesur hale geldi. Bölgesel ve küresel düzeyde değişimler yaratıyor” dedi.    Mücadeleleriyle sınırları aşan kadınlar, oluşturdukları ittifak ve oluşumlarla erkek egemen sisteme karşı birliğini güçlendiriyor. Bu birlikteliklerden biri de Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA). 9 Ortadoğu ülkesinden 11 kadın örgütü ile Kuzey ve Doğu Suriye’den ise 3 kadın örgütünün bir araya gelerek 12 Ekim 2020 tarihinde oluşturdukları Güvenlik ve Barış İçin, İşgale ve Kadın Katliamlarına Karşı Mücadele İnisiyatifi, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 30-31 Temmuz 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen Ortadoğu ve Kuzey Afrika 2. Kadın Konferansı'nda Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA) olarak yola devam etme kararı aldı.   Çıkış noktası kadına dönük işlenen suçları belgelemek olan NADA, kadınların güçlenmesi için çalışma yürütüyor. İran, Fas, Kuzey ve Doğu Suriye, Türkiye, Tunus, Filistin, Afganistan, Ürdün, Lübnan ve Mısır başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde örgütlenen NADA, çatışma bölgesinde kalan kadınlara sığınak, şiddetten kaçan kadın ve çocuklara koruma gibi temel hizmetler, beslenme, psikolojik ve hukuki destek ile tıbbi bakım gibi destekte bulunurken, diğer yandan da kadın lehine hukuku yürürlüğe koymak ve cinsiyet eşitliğini sağlama hedefleriyle çalışmalarına devam ediyor.   NADA Sekretarya üyeleri D. Ebîra Hesaf ile Dr. Hibe Haddadin, 8 Mart dolayısıyla çalışmalarına dair ajansımıza konuştu.    ‘GÜÇLÜ BİR CEPHE YARATIYOR’   Kuzey ve Doğu Suriye’de çalışma yürüten D. Ebîra Hesaf, coğrafyalar farklı olsa da sorunların aynı olduğunu belirtti. Sorunların aşılmasında ilişki ağının önemli olduğunu vurgulayan D. Ebîra Hesaf, “Birleşik bir ittifak altında çalışmak, feminist mücadelede moral kaynağı olur. Ayrıca deneyimlerin paylaşılmasını kolaylaştırır ve kadın hakları için daha güçlü bir cephe yaratır. Özellikle Suriye, Yemen, Filistin, Lübnan, Sudan, Kürdistan, İran, Türkiye, Irak ve Afganistan’da süregelen savaşlar, yaygın şiddet ve yıkıcı etkiler yaratıyor. Kadınlar bu çatışmalardan en ağır şekilde etkileniyor. Bu tür durumlarda kadınların birlikte durması, birbirlerini desteklemesi ve dayanışmalarını güçlendirmesi gerekiyor. NADA aracılığıyla harekete katılan kadınlar için destekleyici bir ortam yaratılıyor. Yanı sıra Dünya Kadın Yürüyüşü gibi küresel feminist hareketlerle iletişim kanalları açarak, feminist direnişin küresel ölçekte yayılmasını sağlıyoruz” diye belirtti.    ‘KÜRT KADINLAR ÖNCÜ ROL OYNUYOR’   Ortadoğu bölgesinde yaşayan tüm kadınların yok sayıldığını dile getiren D. Ebîra Hesaf, “Kürt kadınlar, tarihsel olarak çifte bir baskıya maruz kalmışlardır. Birincisi kadın olmaları, ikincisi ise Kürt olmalarından kaynaklı. Çünkü Kürt halkı dört devlet tarafından bölünmüştür. Bu devletler de baskıcı ve otoriter yönetimlerle yönetiliyorlar. Bu durum ise, Kürt kadınları siyasi ve feminist mücadeleye aktif bir şekilde katılmaya zorlamış, liderlik rollerini üstlenmelerine, diğer kadınlarla bağlantılar kurmalarına yol açmıştır. Örneğin; Rojava devrimi sırasında Kürt kadınlar hem kendilerini hem de topluluklarını savunmada önemli bir rol oynamış, diğer halklardan kadınlara da ilham kaynağı olmuştur. Toplumsal değerlerin savunucuları ve demokratik değişimin itici gücü haline gelmişlerdir” ifadelerini kullandı.    KADIN KONFEDERALİZMİ    Kadınların haklarını garanti altına alacak konfederal bir sistemin kaçınılmaz olduğunu söyleyen D. Ebîra Hesaf, “Demokratik Kadın Konfederalizmi, İkinci Uluslararası Kadın Konferansı’nda karar altına alındı. Ancak Patriyarkal zihniyet, bu hakkın gerçekleştirilmesine engel olmaya devam ediyor. Çözüm ise, kadınlar arasında daha güçlü bağlantıların kurulması, işbirliği ağlarının genişletilmesi ve hem kadınların hem de erkeklerin özgür ve onurlu bir yaşamlarını sağlayacak demokratik sistemlerin inşa edilmesinde yatıyor. Değişim için kadınlar öncelikle kendilerinden başlamalı” dedi. NADA’nın amacının kadın özgürlükçü bir toplum inşa etmek olduğunu vurgulayan D. Ebîra Hesaf, şunları belirtti: “Hedefimiz Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kadın hakları için kalıcı bir ilerleme sağlayabilecek, toplumsal dönüşüme katkıda bulunacak ve kadınlar için daha özgür, adil ve güvenli toplumlar inşa edecek güçlü ve etkili bir kadın gücü oluşturmak. Uluslararası Kadınlar Günü'nde daha fazla özgürlük, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ise barış, güvenlik ve istikrar temenni ediyorum.”   KADIN MÜCADELESİ DÖNÜŞTÜRÜYOR    Ürdün’de çalışmalarda yer alan Dr. Hibe Haddadin de, kadın ittifakının tüm toplumlar üzerindeki dönüştürücü etkisine vurgu yaptı. Dr. Hibe Haddadin, “Mücadeleyle birlikte farkındalık yaratıldı. Birçok kadın haklarını öğrenirken toplumu da eğitti. Kadınlar, haklarının farkına vararak daha cesur hale geldi. Mücadelenin sonucunda bazı ülkelerde yasal değişiklikler oldu, şiddet yasaları reforme edildi, siyasi alanlarda temsiliyet arttı, kadınların güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliği için adımlar atıldı ancak bu ilerlemeler her ülke için eşit ve yeterli değil. Ataerkil tutumlar ve normlar, kadın hakları alanındaki ilerlemeyi engelliyor. Bölgedeki siyasi istikrarsızlıklar ve savaşlar, mevcut eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor ve yeni zorluklar yaratıyor. Fakat kadın mücadelesi devam edecek. Şiddetin arttığı, savaş ve çatışmaların yaygınlaştığı ortamlarda, kadın ittifaklarının rolü daha da kritik hale geliyor. Kadın ittifakları, son derece tehlikeli koşullarda çalışıyor. Çatışmalar, kadın ittifaklarının topluluklara ulaşmalarını ve yardım etmelerini zorlaştırıyor. Sadece çalışma yürütenler değil o alanlarda yaşayan kadınlar da aynı zorlukları yaşıyor. NADA olarak kadınlara, beslenme, tıbbi destek, korunma, barınma ve psikolojik destek vermeye çalışıyoruz. Hedeflerimiz arasında çatışma bölgelerindeki kadınların karşılaştığı özel zorluklara dikkat çekerek, ihtiyaçları yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde savunmak yer alıyor. Bütün bunların yanı sıra kadınlar, barış inşası ve uzlaşma çabalarında kritik bir rol oynuyorlar. NADA, kadınların bu süreçlere katılımını desteklemekte ve diyalogla çözümü teşvik ediyor” ifadelerini kullandı.    KÜRT KADIN MÜCADELESİ    Bu süreçte Kürt kadın hareketinin bölgedeki tüm kadın hareketleriyle dayanışma ve işbirliği geliştirmeye çalıştığını belirten Dr. Hibe Haddadin, “Kürt kadın hareketi, kadınların karşılaştığı özel zorlukları anlıyor ve bunları çözmek için diğer kadın hareketleriyle işbirliği yapıyor. Kürt kadınların özgürlük mücadelesi, bölgede hak ve özerklik mücadelesi veren diğer gruplarla ortak bir zemine sahip. Hem yerel hem de uluslararası ağlara katılıp deneyim ve stratejilerini paylaşıyor,  şiddetle mücadele, kadınların siyasi katılımı ve barış süreçlerine dahil olmaları gibi konularda ortak kampanyalar başlatıyor, örgütlenme, liderlik gelişimi ve savunuculuk stratejileri alanlarında deneyim ve bilgi aktarımı yapıyor. Kürt kadın hareketi, bölgesel ve küresel düzeyde kadın hakları mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Kadınların politik, ekonomik ve toplumsal hakları için verdiği mücadeleler, diğer kadın hareketleriyle dayanışma ve işbirliği ile daha güçlü hale geliyor” dedi.    MÜCADELEYE DEVAM    Kadınların örgütlü mücadelede bilinç ve farkındalık yarattığına dikkati çeken Dr. Hibe Haddadin, şöyle devam etti: “Kadınlar, toplumlarda önemli sosyal değişim süreçlerinin öncüsüdür. Eğitim, istihdam, liderlik ve karar alma süreçlerinde daha fazla yer almaya başladıkça, toplumsal güçlenme de artmaktadır. Sesleri daha fazla duyulmakta ve bu toplumsal değişim için önemli bir itici güç oluşturuyor. Kadınlar, barış süreçlerine katkı sağlamakta, çatışmalarda toplumsal dayanışma oluşturmaktadır. Kadınların gücüne dayalı direncin artması, bölgesel ve küresel düzeyde değişimlerin gerçekleşmesine yardımcı oluyor. NADA, kadınları güçlendirmeyi amaçlayan bir örgüt olarak önemli adımlar attı. Kadınların güçlendirilmesi ve haklarının savunulması için çeşitli çalışmalar yapıldı ve bazı başarılar elde edildi ancak bu süreç hala devam ediyor. Mücadeleye devam edeceğiz. 8 Mart, kadınların elde ettiği başarıların kutlanmasının yanı sıra, hala çözülmesi gereken cinsiyet eşitsizliği sorunlarına karşı toplumsal sorumluluk ve kolektif değişim için de çalışmalara devam etmeliyiz.”   YARIN: Öcalan’ın özgürlüğü kadın sorunu için de çözüm olacaktır   MA / Berivan Kutlu