Av. Kutluay: Barışı konuşurken çocuk hakları es geçilmemeli 2025-07-17 09:06:49   WAN - Barışın konuşulduğu bu süreçte çocuk haklarının es geçilmemesi gerektiğini belirten Wan Barosu’ndan Yunus Kutluay, “Çocuklara yönelik suçlar toplumsal bir yara ve ancak birlikte hareket edilerek çözülebilir” dedi.   Çocuğa yönelik hak ihlalleri ve cinsel suç, tüm dünyada en sık işlenen ve görülme oranı yıldan yıla artan suçların başında geliyor. Türkiye’de çocuğa yönelik suçların en fazla işlendiği ülkelerin başında geliyor. Adalet Bakanlığı verilerine dayanan resmi istatistiklere göre, günde ortalama en az 18 çocuk cinsel saldırıya maruz bırakılıyor. 2024 yılında 18 bin 884 çocuğa yönelik suç işlendi, 15 binden fazla dosya ceza mahkemelerine taşındı. Suça sürüklenen çocuk sayısı ise bir yılda yüzde 72 arttı. 2024 yılı içinde sadece 7 bin 310 fail, çocuğa yönelik cinsel suçtan ceza aldı. Bu dosyaların büyük bir bölümünde cezalar ya ertelendi ya da beraatla sonuçlandı. 7 bin 109 fail hakkında beraat kararı verildi.   Kürt sorunundan kaynaklı savaşın yıllardır sürdüğü Kürdistan’da yetişen çocuklar için tablo daha da ağırlaşıyor. En temel olan yaşam hakları dahi ihlal edilen çocuklar, asimilasyon, kimliksizleştirme, taciz, tecavüz ve uyuşturucu madde kullanımı gibi özel savaş politikalarıyla en çok hedef alınan kesimin başında geldi.    Wan Barosu Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Yunus Kutluay, barışın konuşulduğu bu süreçte çocuk haklarının es geçilmemesi gerektiğini belirtti.    ‘CEZASIZLIK POLİTİKASI TARTIŞILMALI’   Barış sürecine ilişkin yapılan açıklamaların kendilerini heyecanlandırdığını dile getiren Kutluay, “Savaş ortamında en çok zarar gören kesimin başında çocuklar geldi. Çocuk istismarındaki cezasızlık politikası mutlaka tartışılmalı ve çözüme kavuşturulmalıdır. Mağdurun durumu öncelikli olmalı. Türkiye’de yasal çerçeve olmasına rağmen uygulamadaki yanlış politikalar en büyük sorun. Yasal düzenlemelerin etkin uygulanması ve cezasızlık politikasına son verilmesi gerekiyor. Ayrıca aile yapısı ve gelenekler çocuklara yönelik istismar ve şiddetin artışında önemli rol oynuyor. Bu konuda da kapsamlı ve bütüncül çalışmaların yürütülmesi gerekiyor” diye belirtti.    SUÇLARDA İKİ KAT ARTIŞ    Bölgesel baz da ellerinde kesin veri olmamakla birlikte resmi açıklamalar ve sivil toplum örgütlerinin kayıtlarına göre çocuğa yönelik suçların son yıllarda iki kat arttığını söyleyen Kutluay, “İstismarı cinsel, ekonomik, sosyolojik gibi farklı açılardan ele almak gerekir. Vakalarının yaklaşık yüzde 20’si cinsel istismardan oluşuyor. Kürdistan bölgesinde çocuk istismarı vakalarını iki yönlü değerlendirmek gerekir. Birincisi;  güvenlik görevlilerinin karıştığı olaylar, ikincisi diğer vakalar olarak. Toplumsal yapının bazı olumlu yönleri olsa da aile içi yapı ve geleneksel zihniyetin artıkları nedeniyle istismar sonrası suçların üstünün örtülmesi, ailenin çocuğu görmezden gelmesi ve çocuk hakları alanında çalışan ekiplerin müdahalesinin engellenmesi en çok karşılaşılan sorunlar arasında yer alıyor” dedi.   ‘BİRLİKTE HAREKET EDİLEREK ÇÖZÜLEBİLİR’   En büyük problemin cezasızlık politikası olduğunu vurgulayan Kutluay, şöyle devam etti: “Fail kamu görevlisi olduğunda, devlet organlarında görevli kişiler, adaleti sağlamak yerine koruma refleksiyle failleri korumaya çalışıyor. Medyada olayların yer almaması veya ailelerin takipçi olmaması halinde etkin bir soruşturma yürütülmüyor. Bu durumun bölgedeki politik boyutları tartışılmaz. Kamu araçlarının ölüme yol açtığı olaylarda, kamu görevlilerinin karıştığı istismar vakalarında ve sistematik fuhuş olaylarında cezasızlık yaygın. Uyuşturucu kullanımı çocukların sistematik istismarına zemin hazırlayan önemli bir sorundur. Faillerin kamu görevlisi olup olmaması arasında fark var. Ancak çocuklara yönelik suçlar toplumsal bir yara ve ancak birlikte hareket edilerek çözülebilir.”    MA / Ruken Polat