Yıldız Önen: Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşmez 2025-10-23 09:19:30 İSTANBUL - “Bahçeli, ‘umut hakkı’yla başlatmıştı bu süreci, hala bu konuda somut bir adım yok” diyen Dr. Yıldız Önen, Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’nin demokratikleşmesinin mümkün olmadığını vurguladı.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nde devlet ve iktidarın adım atmaktan kaçınması, sürecin akıbetini belirsiz hale getiriyor. Birçok kesim, sürecin başarıya ulaşması için devlet ve iktidardan adım atmasını sık sık dile getiriyor. Öğretim Görevlisi Dr. Yıldız Önen süreçte yaşananlara dair değerlendirmelerde bulundu.     Sürecin bir tarafının yalnızca iktidar değil, devletin kendisi olduğunu belirten Yıldız Önen, Türkiye'nin dış etmenlerden kaynaklı bu süreci başlatmak zorunda kaldığına işaret etti.  Sürecin, 1990'lardan beri Abdullah Öcalan'ın demokratik ve barışçıl çözüm çabalarının devamı olduğuna işaret eden Yıldız Önen, "Öcalan'ın sürekli olarak yapmaya çalıştığı 'Demokratik olarak Kürt sorununu Türkiye'de nasıl çözebileceğimizi konuşalım' dediği durumdur. 1999'da içinde Yüksel Genç'in de olduğu ilk 8 kişilik grup Türkiye'ye giriş yapmıştı. 99'dan sonra Oslo süreci, 2013 süreci, pek çok adımlar atıldı. Bu içinde bulunduğumuz süreç, bunların bir devamı. O süreçlerde kazanılan, pek çok da kazanım var. En önemlisi Türkiye'de Kürtlerin varlığının ve Ortadoğu'da Kürtlerin bir güç olarak yadsınamadığı çok net bir şekilde ortada" dedi.    'KÜRTLERİN REDDİ ÜZERİNE KURULU YAPI İŞLEMİYOR'   "Rejimin 2016'dan bu yana antidemokratik ve otoriter bir hale geldiğini" söyleyen Yıldız Önen, "Binlerce arkadaşımız tutuklandı, ifade özgürlüğünden bahsetmek mümkün değil. En son CHP'ye yönelik operasyonlarda belediye başkanları tutuklandı. Baskıları saymakla bitmez; ama bu baskılar karşıda Türkiye'de çok önemli bir sivil toplum var. Bu sivil toplumun en önemli parçasını bence Kürtler oluşturuyor. Kürt halkı kendi varlığını kabul ettirme, kendi istediği gibi yönetilme ve daha pek çok talep için yıllardır mücadele veriyor. Kadınlar, medya, LGBTİ+ bireyler; pek çok alanda güçlü bir sivil toplum var ve AKP-MHP iktidarının da geriletmeye çalıştığı şey de buydu. Herkes artık Kürtlerin varlığının reddi üzerine kurulu bir devlet yapısının işlemediğinin farkında ve bunun değişmesini istiyorlar" diye konuştu.     'KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN DEMOKRASİ GELMEZ'   Süreç karşıtı yaklaşımlarda bulunanların Türkiye'de gelişen toplumsal hareketi yok etmek istediklerini söyleyen Yıldız Önen, sivil toplumun bu sürecin teminatı olduğunu ifade etti. "Diyarbakır'dan uzatılan barış elinin İstanbul, İzmir, Ankara'dan tutulması gerekir" diyen Yıldız Önen, "Diyarbakır'dan bu el uzatılmış durumda. Bu birleşmeyi engellemeye çalışanlar var; ama ben başarılı olacaklarını düşünmüyorum. Savaşın, çatışmanın, silahların sesini ne kadar susturabilirseniz, ne kadar azaltabilirseniz, barışın, demokrasinin, kadınların, özgürlük isteyenlerin, Alevilerin sesi daha yüksek çıkacaktır. Kürt meselesi çözülmeden Türkiye'ye demokrasi gelmesi söz konusu değildir" diye belirtti.    'SÜRECE GÜVEN İÇİN YASAL ADIMLAR ATILMALI'   Sürecin başladığı bir yılı aşkın sürede iktidar ve devletin somut atmadığını hatırlatan Yıldız Önen, PKK'nin fesih ve silahsızlanma kararının tamamlanabilmesi için yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğini kaydetti. Yıldız Önen, "Şimdi binlerce insan demokratik siyasete aktif olarak katılmak için Türkiye'ye gelmek istiyor. Bunun için en temel bazı yasaların çıkarılması gerekiyor, Meclis'teki komisyonun da kurulma amacı bu diye açıklandı. Temmuz'da kuruldu Meclis Komisyonu; sivil toplum kuruluşları dinleniyor, her kesimden insan dinleniyor. Ama bu yasaların artık bir an önce çıkarılması gerekiyor. Bahçeli, ‘umut hakkı’yla başlatmıştı bu süreci, hala bu konuda somut bir adım yok. Anadilde eğitim, anadilde çalışma imkanı, Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde Kürtçenin resmi dil olabilmesi, anayasada eşit vatandaş olarak tanımlanması, onlarca büyük talep var. Kürtler, bu süreci destekliyor. Ama 'Bu sürece güveniyor musunuz? Yani devlet sizin taleplerinizi yerine getirecek mi? Kürt sorununu çözecek mi' sorusunda 50'lere düşüyor. Bu sürecin Türkiye'deki herkese güven verebilmesi için bu adımların atılması gerekiyor" şeklinde konuştu.    'BARIŞ HEPİMİZE YARAYACAK'   Önceki sürecin bitmesinin ardından şiddetlenen çatışmaları hatırlatan Yıldız Önen, şunları söyledi: "Binlerce insanın öldürüldüğü, yine binlerce insanın işten çıkarıldığı, resmen bir olağanüstü halde yaşamak zorunda kaldık biz birkaç sene. Bu süreçlerin çıkmaza girmesi, Türkiye'de demokrasinin önündeki en büyük engel oluşturacaktır. 2000'lerde Türkiye'de 100 binden fazla insanın katıldığı büyük gösteriler oldu. İstanbul'da 2006'da 'Êdî bese/Artık yeter yürüyüşü' vardı Kadıköy'de, 100 binin üzerinde insan katılmıştı. 2003'te 15 Şubat'ta Türkiye'deki sürece ilişkin Kadıköy'de yapılan gösteride 10 binlerce insan vardı. Diyarbakır'daki, Van'daki gösteriler, katılımlarını takip etmek mümkün olmayacak büyüklükte kitleseldi. Kadın örgütleri, LGBTİ+ örgütleri, çevre örgütleri; çok büyük hareketlilikler var. Bütün bunlar bile bence hareketin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bu deneyimler tabii ki birbirini büyütüyor. 2000'lerdeki büyük gösteriler, 2013'teki Çözüm Süreci sırasında bütün Türkiye'ye yayılan barış hareketleri, Türkler ve Kürtler arasındaki zıddı bence ortadan kaldırdı. Barış hepimize yarayacaktır. Bunu unutmamak gerekiyor."   MA / Yeşim Tükel