Wan sokakları: Demokrasi için haklarımız tanınmalı 2025-11-13 09:45:05 WAN - Sürece dair mikrofon uzattığımız Wanlılar, demokratik bir Türkiye’nin birincil adımının ise Kürtlerin haklarının tanınması olduğunu belirtti.  Barış ve Demokratik Toplum Süreci'yle Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesinin adımları atıldı. Yasal düzenlemeler ise sorunun demokratik bir zeminde çözümünün zorunlu koşulları olarak öngörülüyor, ancak bu konuda henüz adım atılmaması toplumsal kaygıları da artırıyor. Demokrasi ve yasal düzenlemeler yapılmadan sorunların daha da katmerleşeceğine dikkat çeken Wanlılar, barışın, demokratikleşme ile paralel bir süreç olduğuna işaret etti.    Türkiye'de en büyük sorunun Kürtler olarak gösterildiğini, Kürtlerin bir sorun olmadığını ifade eden yurttaşlardan Sakine Turan, Türkiye'nin en büyük meselesinin de Kürtlerin haklarının tanınması olduğunu ifade etti. Sakine Turan, "Türkiye’de barış ve demokrasi olsaydı her sorunun üzerinden gelinebilirdi. Demokrasi olsaydı elbette daha yaşanılabilir bir ülke olurdu. Ama ne yazık ki demokrasi yok. Kendi dilimizde eğitim görebilseydik ve diğer halklara tanınan haklar bize de tanınsaydı bugün bu ülke başka bir konumda olurdu. Biz de bu ülkeye 'demokratik bir ülkedir' diyebilirdik. Ama maalesef bu ülke bugüne kadar bunu başaramadı. Gelişen barış süreci ile beraber ülkeye bir şans doğdu ve demokratikleşebilir. Anayasada Kürtlere ve diğer halkların tüm hakları güvence altına alınmalıdır. Bizim istediğimiz tek şey varlığımızın kabul edilmesi ve hukuki güvenceye alınmasıdır. Kürtler bir halk ve halk olmanın getirdiği haklarını istiyor" ifadelerini kullandı.    ÖLÜM VE AÇLIK VURGUSU    Toplumun bir birleri ile barışması gerektiğini ve bunun artık kaçınılmaz olduğunu ifade eden Bedrettin Gezgin, ülkede yıllardır süren kavgadan insanların yıprandığını aktardı. Gezgin, "Saygı, sevgi ve barış istiyoruz. Savaş her taraftan bize zarar veriyor. Savaş bugün ekonominin bu hale gelmesinde en büyük etkiyi yarattı. İnsanlar savaş nedeniyle geçinemiyor. Artık barış sağlansın, artık anneler de ağlamasın. Kan dökülmesin ve çocuklarımız ölmesin. Bunun için ülkede halk için adaletin sağlandığı bir sisteme ihtilaç var. Bu sağlanırsa insanların ölmediği ve aç kalmadığı bir ülke olur" diye konuştu.   ONURLU BARIŞ İSTEMİ   Şu an Türkiye'nin önemli bir süreçten geçtiğini söyleyen Seracettin Aslan, on yıllardır süren savaşlarda annelerin gözyaşları döktüğü ve acı bir geçmiş yaratıldığını söyledi. Bu acı geçmişin artık unutulması ve barışın hakim olması gerektiğini ifade eden Aslan, "Hukukun üstün olduğu, demokrasinin, birliğin olduğu, insanların ölmediği, cinayetlerin işlenmediği demokratik ve özgür bir ülkede yaşamak istiyorum. Bunların bulunmadığı yerde elbette ekonomi de olumsuz etkileniyor. Bir ülkede demokrasi ve birlik varsa o ülkede ekonomi de düzgün işler; toplum da huzur içinde yaşar. Siyasi partilerden ziyade toplumun bu barışı savunması lazım. Bu ülkenin onurlu bir barışa ihtiyacı var. Kürtlerin bu sürece destek vermesi gerekiyor" şeklinde konuştu.    KÜRTLERİN HAKLARI    Türkiye'deki en büyük sorunun insanların güvenliği ve demokrasinin olmaması olduğunu anlatan Yüksel Yüce, ülkede kadınların ve çocukların bile artık güvende olmadığını anlattı. Yüce, "Çocuklarımızı okula gönderirken bile kötü alışkanlıklar edinir diye endişeleniyoruz. Ülkenin hiçbir yerinde ne yazık ki güvende değiliz. Diğer bir sorun ise ülkenin demokratik olmamasıdır. Demokrasi eşitlik demektir ve ne yazık ki bu ülkede yok. Barış süreci diyoruz ama toplum halen birbirini sevmiyor. Öncelikle baştaki yöneticilerin birbirine saygı duyup barışması lazım. Bu barış sürecindeki en önemli aşama Kürtlerin haklarının tanınmasıdır. Örneğin benim babam Türkçe bilmiyor, hastaneye ya da başka bir kamu alanına girince neden kendini Kürtçe ifade etmesin ki. Ya da çocuğum neden okulda Kürtçe ders görmesin ki? Demokrasi dediğimiz budur. Kardeşçe yaşayacaksak herkesin hakkı verilmeli ki kardeşçe yaşayalım. Burada yaşayan herkes aynı haklara sahip olmadır. Bu olursa ancak barış olur" diye belirtti.    ADİL, DEMOKRATİK ÜLKE TALEBİ    Türkiye'nin birçok sorununun olduğunu ve tüm bu sorunların çözüm yolunun barış sürecinin başarısına bağlı olduğunu ifade eder Ebru Yeşilağaç, "Barış istiyoruz çünkü güvende olmak istiyoruz. Barış olmazsa kimse kendisini güvende hissedemez. Barış; demokrasi, özgürlük ve eşitlik demektir. Biz de demokratik ve herkese adil olan bir ülkede istiyoruz" dedi.    Ekonomik krizden dolayı geçinemediğini söyleyen Ahmet Bozkurt da şunları söyledi: "Barış gelsin çünkü Bizler çok yorulduk. Bu ülkede artık kan dökülmemesi ve annelerin ağlamaması için barış süreci başarıya ulaşmalıdır. Kürtler barış istiyor. Yoksul ve mazlum halklar halkı artık öldürmesinler. Kürtler artık barış istiyor ve bu barışın hayata geçmesini bekliyor."