Ali Bayramoğlu: CHP'nin tutumu yetersiz, tamamlayıcı önerilerle devreye girebilir

img
İSTANBUL - Gazeteci Ali Bayramoğlu, iktidarın Kürt sorununun kültürel ve siyasal boyutlarını ötelediğine işaret ederek, "CHP'nin de tutumu yetersiz. Hükümetin planında demokrasi ve Kürt hakları yoksa, CHP buraları tamamlayacak bir öneriyle devreye girebilir" dedi. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun demokratik çözümüne dair mesajları gündemdeki yerini koruyor. Abdullah Öcalan, 43 aylık mutlak tecridin ardında 23 Ekim'de yeğeni olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan ile yüz yüze görüştü. Abdullah Öcalan, bu görüşmede tecridin devam ettiğine işaret ederek, “Koşullar oluşursa, süreci çatışma ve şiddet zemininden, hukuki ve siyasi zemine çekebilecek teorik ve pratik güce sahibim” mesajı verdi. 
 
Abdullah Öcalan ile son temas ise, 28 Aralık'ta sağlandı. DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile yapılan görüşme sonrası Abdullah Öcalan’ın 7 maddelik mesajı kamuoyuyla paylaşıldı. Abdullah Öcalan, Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirilmesine vurgu yaparak, tüm siyasi çevrelerin "dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması" gerektiğini ifade etti. 
 
2013-2015 yılları arasında yürütülen "diyalog" sürecinde kurulan Akil İnsanlar Heyeti içerisinde yer alan gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu, "yeni süreç" tartışmalarına dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim’de Meclis’in yeni yasama yılı açılışında yaptığı çıkış ve sonrasında Abdullah Öcalan ile DEM Parti heyeti arasında yapılan görüşmeler sonrası verilen mesajlar ülkenin temel gündemleri. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Pozitif gelişmeler olarak değerlendiriyorum. Barış istikametinde bir yol açıldı. Bu sürecin en kritik aşaması da Öcalan ile yapılan görüşme ve Öcalan’dan gelen mesajlar oldu. Böylece temenni olmanın ötesine geçip, Öcalan'ın da ‘bu paradigmaya ben de destek veriyorum’  demesiyle iki taraflı bir istikamet, bir niyet, bir açılım oluştu.    
 
 İktidar kanadı yaşanan gelişmelerin "süreç" ya da "açılım" olmadığını vurguluyor. Siz, 2013-2015 sürecinde yer aldınız. Siz bu son yaşanan gelişmeleri nasıl tarifliyorsunuz?  
 
Tabi süreçten ne kastedildiğine bağlı. Her türlü barış teması ve diyalog dahil olmak üzere, masaya oturmak bir süreçtir. Ama biz Türkiye'deki taraflar ve kamuoyu, süreçten bir müzakereyi anlıyoruz. Hükümetin bir süreç niyeti olmadığı ortada. Fakat dediğim gibi barışa giden yollar, çatışma çözümleri mutlaka teklif formatlarla, oturup karşılıklı tarafların müzakeresiyle, bilek güreşiyle olmak durumunda değil. Bunun başka yolları da var. Yani hükümet "bu bir süreç değildir" derken kendi milliyetçi çevresini, kendi güvenlikçi tutumunu devreye sokarak, ‘Adına terör örgütü dediğim yapıyla görüşmüyorum. Öcalan'la bir alışveriş içine girmiyorum. Ben bir öneride bulunuyorum. Bu öneriye uyarlarsa bir ittifak ve bir yumuşama, bir siyaset kapısı açılır. Uyarlarsa ne ala uyulmazlarsa kendisi bilir" tarzı bir hamle yaptı. Bu bir süreç değil, bir öneriydi.
 
Sizin deyiminizle devlet-hükümet bu öneriyle nasıl bir "çözüm" modeli sunuyor ya da ne öneriyor?
 
 
Hükümet ve devlet tarafı, Kürt sorununun kültürel ve siyasal boyutlarını zamana havale ediyor ve öteliyor. 'Silah bırak, örgütü lağvet. silah bitince siz de siyaseten ne yaparsanız yapın' tarzı bir model.  
 
Hükümet ve devlet tarafı, attığı bu adımı ve bunun arkasından gelecek mekanizmayı bir ittifak modeli içinde tanımlamaya çalışıyor. Kürt sorununun silahlı boyutunun dışındaki kültürel ve siyasal talepler boyutlarını çok dikkate almıyor. Bunları zamana havale eden, siyasetin önü açılır tarzı bir tavırla öteliyor ve demokrasi kelimesini kullanmıyor. İktidarın önerdiği şey; devlet ve Öcalan arasındaki bir diyalog üstüne kurulu bir model. Yani "silah bırakma çağrısı yap, örgütü lağvet, umut hakkı gibi imkanlar da devreye girsin. Bu silah işi bitsin. Silah işi bitince de önümüzdeki dönemde siz de siyaseten ne yaparsanız yapın" tarzı bir model. Bu modelde önerdiği şey ise şu: Türkler ve Kürtler ittifak yapsın. Nitekim Bahçeli de Erdoğan da "Ben Kürtlerin anadilini, bir tür Kürt varlığını sindirmeye başladım, kültürel olarak sindiriyorum" telaffuzunda bulunuyor. "Bu istikamette gelin, yeniden Kürt birlikteliği üstünden cumhuriyeti tanımlayalım. Bunun için de silah bırakın, başka alternatiflere kapıyı kapayın, siyaseti de Türkiye içerisinde yapın" diyor. 
 
 Bu bir "çözüm" mü? 
 
Elbette bu bir çözüm modeli. Kabul edilir edilmez o ayrı bir tartışma konusu. Ama bir çözüm modeli. Ama Kürt meselesi Türkiye içinde kalsaydı, yani Rojava olmasaydı çok daha kolay tartışılabilecek bir meseleydi. Yani "silahları bırak, siyaset yap" diyorsun da, Kürtler de "bu rejimle nasıl siyaset yapacağım" gibi bir soru sorabilir. Kürt hareketi yıllar içinde ulusal sınırları aşan bir nitelik kazandı. Kürt sorunu da bölgesel nitelik kazandı. Bir çözüm demek, burayla ilgili de bir modelin ve önerinin dile gelmesi ya da uygulanması demek. Yani bir silah bırakma olacaksa buradan karşılıksız nasıl vazgeçecek Kürt örgütü? Nasıl bir uzlaşma sağlanacak? Burada tabii ne Kürt örgütü ne de Türkiye yalnız. ABD'nin orada gücü var. Trump ayın 21'inde göreve başlayacak. Bütün bunlardan sonra bir şekillenme karşımıza çıkacak.
 
Devletin-hükümetin önerisinden bahsettiniz, Abdullah Öcalan’ın da 7 maddelik mesajı kamuoyuna yansıdı. Bunu nasıl değerlendirdiniz? 
 
Öcalan'ın bu öneriyi bir tür sahiplenmesi ve gördüğümüz kadarıyla ona bir tür yön vermesiyle şu aşamada bir diyalog, bir alışveriş sürecinin başladığını düşünüyorum. Türkiye'nin büyük bir paradoksu var. Türkiye'deki sağ kesimin ve devlet ideolojisinin o paradoksu şu: Demokrasi ve sorun çözme arasında bir tezat görme paradoksu durumu. Yani herhangi bir sorunu demokratik olarak çözdüğü zaman o sorunun kontrol edilemez hale geleceğini ve o sorunun içerdiği risklerin gerçek olacağını varsayan bir endişe. Bir zamanlar Çörekçi diye bir general vardı. Sosis doğramak gibi derdi. Yani sosisi bir kesersiniz, sosis biter. Ne demek bu? Devlet açısından, demokrasi bölünmeyi getirir endişesi. Bugüne kadar bütün denemeler demokrasi çerçevesinde bu sorunun çözümü istikametinde şekillendi ve formüle edildi. Bizler, yani bu işe dışarıdan bakan, el atan kamusal entelektüeller, siyasetçiler daha özgürlükçü görüşe sahip kişiler de bunun çok önemli olduğunu ve demokrasi olmadan bu sorunun çözülemeyeceğini söylüyoruz. 
 
 
 Demokrasinin bölünmeyi getirebileceği endişesi var. Ancak demokrasi olmadan bu sorunun çözülemeyeceğini söylüyoruz. Öcalan'ın siyaset rasyonalitesini kullandığını görüyorum.  
 
Benim anladığım kadarıyla Öcalan, bu tür modellerle yol almak üzere pozitif bakan bir tutuma sahip. Birinci çözüm sürecinde de aynı şeyi yaşadık. Birinci çözüm sürecinde de Öcalan, Türkiye'den militanların çekilmesini sadece bir vaat karşılığında kabul etti. Somut bir şey almadan. Dolayısıyla oradaki mekanizmadan çok farklı bir şey değil. Fark ne, orada silah bırakma yoktu, militanların çekilmesi vardı. Silah bırakma ise müzakerelerde varılacak bir noktadan sonra olacaktı. O noktaya Dolmabahçe kriziyle gelemedik.
 
Öcalan'ın bu tür hamlelere pozitif baktığını, bu tür süreçlerin sadece ilk gün telaffuz edildiği gibi kalmayacağını, zaman içinde farklı biçimler alabileceğini, bunun Kürt hareketi için bir imkan olduğunu, bu imkanı siyaset üzerinden kullanarak alanını genişletecek, Kürt hareketinin bir araç olarak kullanılabileceğini düşünüyor.
 
Tabi Öcalan kimseyi görmüyor ve konuşmuyor, ama bugüne kadar tavırlarından buna bu şekilde baktığını, esas olarak kullanabileceğini düşündüm. Esas olarak siyaset rasyonalitesini kullandığını görüyorum. Devletin önermiş olduğu bu tek boyutlu dokuya Öcalan biçim kazandırabilir. DEM Parti’nin de tabi bu arada oynayacağı önemli bir rolle, belki Demirtaş’ın da oynayabileceği bir rolle birazcık daha alan genişletilebilir.
 
Abdullah Öcalan’ın mesajlarında sizin dikkatinizi çeken hususlar neler oldu?
 
Hükümet ve devletin bu modeline karşılık, Öcalan'ın mesajlarında dikkat çeken iki husus vardı. Birincisi, devletin ve hükümetin bugüne kadar ağzına almadığı demokrasi kavramıydı. Öcalan'ın devreye girmesiyle karşımıza çıkan ikinci husus, bu yeni açılımın siyasi iktidar, devlet ve Öcalan arasında bir dolaylı doğrudan görüşmeler üzerinden olmak kadar, aynı zamanda bir toplumsal ve siyasal mutabakat etrafında olması arayışını Öcalan devreye sokmuş bulunuyor. Bu nasıl çıktı karşımıza? Meclis'in altının çizilmesi ve DEM Parti’nin de ilk yaptığı işin siyasi partileri tek tek dolaşarak onlarla bu açılımı görüşmesi. Yani "iktidar verecek Kürt hareketi alacak, Kürt hareketi verecek iktidar alacağın" ötesinde bir resim karşımıza çıkıyor. Sadece demokrasi yok, daha geniş bir siyaset yelpazesi de var. Aynı zamanda demokratik imkanların da devreye girebileceği bir çerçeve var.
 
 Meclis zemininden gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını mı anlamalıyız?
 
Tabii yasal düzenlemeler olabilir. Şimdi anladığım kadarıyla görüşmeler (siyasi partiler) bir nezaket ziyaretleri etrafında yapılıyor. Barış gelsin, çözüm olsun gibi. Ama bunun daha somut önerileri nasıl olacak? Muhtemelen DEM Parti heyetinin Öcalan ile ikinci görüşmesinden sonra olacaktır. Mesela bazı temel konular konusunda hemfikir olunabilir. Yani Türkiye'de çok sert bir Türklük Sözleşmesi var. Ve bu bizim anayasamıza da yasalarımıza da çok yansımış durumda. Ama esas olan burada anayasal bir düzenleme. Siyasi partilerin de buna katılması da bir tür araçtır diye düşünüyorum. Bir anayasal değişiklik olursa ve tüm siyasi partilerin de onayıyla olursa burada topyekun bir siyasi yenilenme olur.
 
 Meclis denilince akla ilk gelen parti CHP oluyor. CHP’nin Kürt sorununun çözümüne dair tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ya da buna dair bir tavıra sahip mi? 
 
CHP'nin Kürt meselesindeki tutumunu dünden bugüne yetersiz buluyorum. "Bu süreç iktidarın yararına olursa ben direnirim" diyerek, yeni hiçbir şey önermiyor. 
 
Türkiye'de demokrasi eksikliğini vurgulayan ve demokratikleşme ihtiyacı olduğunu dile getiren CHP'nin Kürt meselesindeki tutumunu dünden bugüne her anlamıyla yetersiz buluyorum. Birinci çözüm sürecindeki tutumu bir tür direnç tutumuydu. Bu seferki bir direnç tutumu değil, ama tedirgin, tereddütlü ve barışa açık destek veririm diyemeyen bir yetersiz tutum. Yani iktidarın bir siyaseti var, bir siyaset öneriyor. CHP bunun karşısında ne öneriyor? Hiçbir şey. CHP, "Bu süreç iktidarın yararına olursa ben direnirim" diyerek yeni hiçbir şey önermiyor. CHP, bir kere Kürt sorununu tanımlamalı ve buradan hareketle yol almalı.
 
CHP çözüm noktasında nasıl bir rol oynamalı? 
 
Hükümetin önermiş olduğu barış planında demokrasi ve Kürt hakları yoksa, CHP buraları tamamlayacak bir öneriyle, yani karşı değil tamamlayıcı bir öneriyle devreye girebilir. Ama bu siyasi parti maalesef Esad düşmeden 3 gün önce "Esad ile görüşelim" diyebilecek kadar öngörüsüz, donanımsız ve kendi endişelerine gömülmüş bir siyasi parti. Bir gün Kürt tarafından bir gün Kemalist taraftan reaksiyon verebiliyorlar. Dolayısıyla Türkiye için bunun da büyük bir problem olduğunu düşünüyorum. Umarım engel çıkarmadan bu sürecin olumlu taraflarını ele alırlar.
 
2013-2015 sürecindeki gibi bir sonucun yaşanmaması için bundan sonra nasıl yol alınmalı? 
 
Bana sorsanız; ideal olarak tanımlayacağın model bu değildir. İdeal olarak tanımlayacağım model, tarafların yüz yüze gelerek konuşması ve taleplerin tatminidir. Fakat Türkiye böyle yol alamıyor. Böyle yol alabileceğe de benzemiyor. Türk tarihinin belki de en faşizan siyasi rejimlerinden birini yaşıyoruz ve bunun ana nedenlerinden bir tanesi Kürt korkusu. Yani Rojava'da ortaya çıkan durum ve Türkiye'nin bütün dış politikasını, demokratik tablonun gerilemesini gerekçelendiren bir Kürt sorunu veya buna yönelik bir politika çerçevesi var. Bu büyük bir engel. Bu model, bu engeli aşabilir. O açıdan pozitif bakmak lazım. Yeter ki bu modelin etrafını geliştirelim. Bu modelin içini dolduralım. Dolayısıyla burada bir müzakere görüntüsü vermeden bu işi kademeli götürmek birinci çözüm sürecinden aldığımız en büyük ders olmalı.
 
Nedir bu kademe?
 
Silah bırakılma konuşulsun. Bu devletle ve iktidarla konuşulsun. Bu mesele iktidar, örgüt ve Öcalan meselesidir. Ama Türkiye'de Kürt meselesini de içeren, onu da hedefleyen bir demokratikleşme nasıl gerçekleşecek? Burada Kürt meselesini öne çıkarmadan demokratikleşme de diyebilirsiniz. Ama bu meselenin ana hususlarını da vurgularsınız. Nedir bunlar? Kuvvetli bir yerel yönetimler modeli. Bu bir siyasi yetki devri olmadan bir yol alıştır. Anadil meselesinin düzenlenmesi ve Türkiye'de vatandaşlık tanımıyla ilgili bazı düzenlemelerin yapılması. Bunlar yapıldığı takdirde bir yol alınmış olur diye düşünüyorum. İşin tabii o Rojava kısmını hiç katmıyorum. Çünkü birinci çözüm süreci, ikinci çözüm süreci arasındaki temel fark burada karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin Kürt sorunu bugün bir bölgesel sorun halinde. Türkiye, örgüt ve Öcalan ötesindeki başka aktörlerin de oynadığı rolü devreye sokuyor.
 
 Kuvvetli bir yerel yönetimler modeli, anadil düzenlemesi, vatandaşlık tanımıyla ilgili bazı düzenlemelerin yapılması halinde bir yol alınmış olur diye düşünüyorum. Tabii Rojava kısmını hiç katmıyorum. 
 
Eğer bu istikamette ilerlenecekse Kürt hareketinin büyük bir paradigmatik değişikliğe evet diyebilmesi ve bunun kendi içindeki yollarını arayabilmesi lazım. Türkiye'nin Kürt hareketi uzun süredir şiddet yöntemi, silah yöntemiyle siyaset yöntemi arasında hem bir ilişki hem bir çelişki yaşıyor. Yani siyaset üstünden bu işin götürülmesini isteyen, talep eden büyük bir Kürt topluluğu var Türkiye'de. Tabii Türkiye'nin diğer Kürt olmayan topluluğu da buna daha yatkın. Silahın işlevini önemli ölçüde Türkiye içerisinde yitirdiğine dair bir kanaat var. Şimdi bu istikamette bir öneri olursa Kürt hareketinin bunu kabul edebilmesi, yani silahtan siyasete dönüşün risklerini, boyutlarını, derinliklerini düşünüp tartışması ve bu konuda paradigmatik bir değişim yapması gerekiyor. Bu çok önemli bir mesele.
 
 "Silah bırakma" tartışmasından önce Kürt sorununun çözümüne dair demokratik adımların atılması gerekmez mi? 
 
Tabii gerekiyor. Ama "önce adım at sonra silah bırak" modeli yürümüyor. Dolayısıyla burada esas olarak siyasete doğru bir geçişi hazmeden bir zihniyet lazım. Silah ne zaman bırakılır, nasıl bırakılır ayrı bir tartışma. Bir siyasi denge sorusu. Burada önemli olan bir niyetin beyanı ve yarından öbür günü olmasa bile kademeli olarak nasıl, ne şekilde silah bırakılacağının tartışılması. E tabii biraz önce söylediğim o hikaye; meclis, siyasi partiler, demokratik adımların bir yansıması olarak devrede olmalı.
 
MA / Diren Yurtsever

Diğer başlıklar

11:20 Akdeniz Belediyesi önündeki direniş 2'nci gününde
10:58 Türkiye’nin Amêdiye’ye askeri sevkiyatı sürüyor
10:48 Gözaltındaki eşbaşkanların avukat görüş kısıtlılığı kalktı
10:20 Üniversite öğrencisine SSCB bayrağı soruşturması
10:02 10 günde 147 gözaltı, 30 tutuklama
09:57 Suriye'nin karanlığını aydınlatan iki örnek mahalle
09:56 Çok sayıda kent için kuvvetli sağanak uyarısı
09:41 Barış Grubu üyesi Fırat: Çözümsüzlük silahı üretmiştir
09:39 SYKP: Süreç için üstümüze düşeni yapacağız
09:12 Akdeniz Belediyesi önünden seslendiler: Bu hukuksuzluktan vazgeçin
09:11 Karadeniz'in binlerce yıllık dayanışma geleneği: Kalandar
09:06 KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak: Herkes elini taşın altına koymalı
09:05 Yeni Yüzyıl Partisi'nin 'üyelik' hilesi ortaya çıktı
09:04 Havin Aşkan'ın ölümünde uzman çavuş şüphesi
09:03 Ali Bayramoğlu: CHP'nin tutumu yetersiz, tamamlayıcı önerilerle devreye girebilir
09:00 DAD Eş Genel Başkanı Kete: Çözüm Abdullah Öcalan ile olur
09:00 11 OCAK 2025 GÜNDEMİ
10/01/2025
22:54 Gözaltındaki eşbaşkanlara yöneltilen iddialar
22:38 Halkın Tişrîn Barajı'ndaki direnişi 3'üncü gününde
22:25 Êlih kayyımı Halk Lokantası çalışanlarını işten çıkardı
22:04 Los Angeles yangını sürüyor: 10 kişi öldü, 10 bin yapı yandı
21:49 İsrail saldırısında gazeteci Ebu Nabhan yaşamını yitirdi
21:06 Şemrex'te halk ekmek fırını açıldı
20:28 Akdeniz'de kayyım girişimine karşı yürüyüş
20:08 Nizamettin Kabaiş ile eşbaşkanlar bir araya geldi
19:00 Saldırı altındaki Aleviler için dayanışma çağrısı
18:42 KCK'den 'süreç' açıklaması
18:31 Dêrik kırsalında bir araca SİHA saldırısı
18:29 Kadın gazeteciler: Hakikatleri duyurmaya devam edeceğiz
18:03 31 yıllık tutsaklığın ardından tahliye oldu
17:58 Paris ve Silopiya’da katledilenler anıldı
17:53 Nagihan Akarsel’in kitabı için imza etkinliği
17:44 Nezir Tekçi davasında karar çıkmadı
17:29 Gazetecilerin cenazelerinin verilmemesine tepki
17:24 Tiryaki: Belediyeleri gasp ederseniz halkı bu sürece inandıramazsınız
17:22 Şirnex’te 11 bölgeye giriş ve çıkışlar yasaklandı
17:20 DBP PM üyesine depremzedelere yardım cezası!
17:16 Wan'da Rojin Kabaiş için yürüyüş: Dosyadaki kısıtlılık kaldırılsın
16:55 Dilek Ekmekçi tahliye edilmedi
16:40 Qereçox Dağı bombalandı
15:57 İmamoğlu: Şam ziyaretimiz iptal edildi
15:47 Yaşı büyütülerek ceza verilmişti: 30 yıl sonra bırakıldı
15:36 Tülay Hatimoğulları: Seçme seçilme hakkımızı alamazsınız
15:19 Bakırhan'dan Özgür Basın’a 10 Ocak ziyareti
15:09 ÖHD Ege Bölgesi cezaevleri raporu: 2024’te ihlaller arttı
15:05 Akdeniz Belediyesi önünde meclis toplantısı
15:04 Bakırhan’dan iktidara ‘Ciddi olun, bu yol yol değil’ çağrısı
14:56 Emekliler: Rakamlar yalan yoksulluk gerçek
14:43 Hrant Dink davası 7 Şubat'a ertelendi
14:42 Halklar Tişrîn Barajı’na akın ediyor
14:25 Kayyımın azarladığı müdür istifa etti
14:19 Abluka altındaki belediye önünde direniş sürüyor
14:18 Kayyımın işten attığı işçiler: Mücadelemize devam edeceğiz
13:29 PTT çalışanlarına saldırı Wan'da protesto edildi
13:25 Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılar sürüyor
13:23 HDK'den Akdeniz tepkisi: İktidar halk iradesini tanımıyor
12:32 Demirtaş ve Yüksekdağ ziyaretinin saati netleşti
12:26 ‘10 Ocak’ı kutlamıyor, gazetecilik için mücadele ediyoruz’
12:12 14 basın meslek örgütünden ortak bildiri: Basın hürdür, sansür edilemez
12:08 Gar Katliamı anması: Adalet mücadelesi sürecek
11:37 Cumartesi Anneleri'nin duruşması ertelendi
11:24 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:24 Polisten belediyenin temizlik işçisine şiddet
11:17 Tutsak kadın gazeteciler Marmara Cezaevi'ne sevk edildi
11:11 Nisêbîn'deki kazada 2 genç hayatını kaybetti
10:32 Halk Akdeniz Belediyesi önünde toplanıyor
10:29 Karayılan: Savaş ve tehditle barışın sağlandığı nerede görülmüş?
09:23 Çalışan Gazeteciler Günü: Canımıza kastedildiği bir tablo var
09:12 Tüm eşyalarına el konulan hasta tutsağa tehdit
09:11 Ağaçhanlı’nın cinayet şüphelisi oğulları 4 aydır kayıp
09:10 Deprem Bilimci Karabulut: Karadeniz'de tsunami olasılığı var
09:09 KKP Sözcüsü: Süreç için Abdullah Öcalan özgürlüğü sağlanmalı
09:08 8 yıl sonra göreve iade edildi
09:07 Colemêrg yolundaki tünellerin açılmamasına tepki
09:07 Termik santralin külleri bir mahalleyi yok etti, kalanları da kanser etti
09:06 PSAKD: Aleviler 'özel' bir soykırıma tabi tutuluyor
09:05 Türkyılmaz: Öcalan özgür olmadan süreç olmaz, çözümün önündeki engel silah değil
09:03 Hukukçu Kanar: Mandela gibi Abdullah Öcalan’a eşit koşullar sağlanmalı
09:00 10 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:56 DEM Parti'den Akdeniz Belediyesi önünde toplanma çağrısı
08:43 DEM Parti: İktidar darbeci pratiklerinden vazgeçmiyor
08:07 Fransa'dan 'QSD' yanıtı: Özgürlük savaşçılarına borcumuzun bilincindeyiz
08:06 Marmara’da sağanak, Serhat’ta buzlanma tehlikesi
07:45 Hatay’da deprem
06:25 DEM Partili eşbaşkanlar gözaltında, belediye ablukada
09/01/2025
23:54 Duhok’ta 8 bin yıllık yerleşim alanı bulundu
23:35 Tişrîn Barajı’ndaki nöbet sürüyor
23:28 Tahliye edilen Gazeteci Topaloğlu: Mücadelemiz sürecek
22:09 Ağırlaştırılmış müebbet alan faile beraat
19:45 İdam cezası onanan Pexşan Ezîzî için imza kampanyası
19:03 Kuzey ve Doğu Suriye’de buğday depoları ve elektrik istasyonuna saldırı
18:50 Colemêrg’teki gözaltı gerekçesi Kürtçe şarkı!
18:14 Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sona erdi
18:06 DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi serbest bırakıldı
17:46 ‘Ölünün defin hakkı, ailelerin yas hakkı engellendi’
17:37 Eskişehirliler, İl Çevre Müdürü Çelik’in istifasını istedi
17:31 Emekliler TÜİK önünde: Çalışmadan geçinemiyoruz
17:22 Şavşat'ta ormana maden
17:17 5 Iraklının öldürülmesi davasının gerekçeli kararı: MİT ve JİTEM beyanları görülmedi
17:03 Engellilerden ÖTV düzenlemesine tepki: Yanlıştan dönün
16:43 Sûr’da katledilen Rozerin Çukur anıldı
16:30 Gazeteci Selamet Turan cezaevinden çıktı
16:28 Katledilen kadınlar anıldı: Özgürlük mücadelesi her yerde
16:21 Özel 'sürprizi' açıkladı: Erdoğan'a kırmızı kart gösterin
16:11 DEM Parti'li Eşbaşkan Sofya Alağaş’a ceza talebi
15:51 Gazetecilerin cenazeleri Rojava'da defnedilecek
15:50 Leyla Şaylemez anıldı: Kadın özgürlükçü paradigmadan vazgeçmeyeceğiz
15:21 Heyet Silopiya’da yürüdü: Kameraları yerde kalmayacak
14:49 Fidan Doğan mezarı başında anıldı
14:47 Meclis'te MA, JINNEWS ve Yeni Yaşam'a erişim engeline tepki
14:28 DİSK 2025 yılı mücadele hedeflerini açıkladı
14:01 Sakine Cansız mezarı başında anıldı
13:49 İHD: Daştan ve Bilgin'in cenazeleri teslim edilmelidir
13:46 Gazeteci Selamet Turan’a ceza ve tahliye
13:43 DEM Parti'den Abdullah Öcalan açıklaması: Herkesi ciddiyete davet ediyoruz
13:41 6 yaşındaki Şirin’i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
13:41 HABER-SEN: Ölümlerden PTT Genel Müdürlüğü sorumludur
13:35 Nisêbîn’de anma: Kadın, yaşam, özgürlük demeye devam edeceğiz
13:21 Polatlı'da hayatını kaybeden işçi sayısı 2'ye çıktı
13:11 7 haber sitesine erişim engeli
13:10 Hrant Dink’i anma programı açıklandı
12:34 Gazeteci Topaloğlu hakkında tahliye kararı
12:26 Cezaevlerindeki doluluk kapasitesi yüzde 27 aşıldı
12:25 Asrın Hukuk Bürosu: Düzeysiz tartışma ve söylemlerle çözüm çabasının altı oyuluyor
12:24 SİHA saldırısında katledilenlerin isimleri belli oldu
11:56 Colemêrg’te çok sayıda gözaltı
11:42 Nezir Tekçi davasında karar duruşması: Eskişehir Adliyesi’ne bekliyoruz
11:39 Sakine Cansız anıldı: Yürüttüğü kavgayı sürdüreceğiz
11:10 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
10:27 11 yıl önce Kobanê sınırındaydı, bugün de Qamişlo
10:13 Darp edilen tutuklunun ailesinden suç duyurusu
10:11 Nisêbîn’i yağmaladılar, mahkeme akladı
09:56 Prof. Dr. Köker: Yeni paradigma demokratik bir düzeninin inşasıyla mümkün
09:51 AYM'den 'örgüt adına suç işleme' maddesine ikinci iptal
09:47 İzmir'de Dilek Ekmekçi'ye özgürlük talebi
09:44 Tunç Soyer: Süreci iktidarın insafına bırakamayız
09:43 HDK'li Şenoğlu: Türk-Kürt ittifakında herkes elini taşın altına koymalı
09:06 Migenda: Müzakereye geçilmesi için uluslararası baskı kurmalıyız
09:05 HDK’li Ergenç: Çözüm için halklar ve inançlara önemli rol düşüyor
09:04 Kadınlar: ‘Rojin’e ne oldu?’ diye sormaya devam edeceğiz
09:03 Dilan Andok: Sara Kürt kadınların direniş çizgisini yarattı
09:00 09 OCAK 2025 GÜNDEMİ
00:18 Cenazeleri almak isteyen heyet sınır kapısından ayrıldı: Yarınki protestoya herkesi davet ediyoruz
00:06 Suriye’de 5 kişi öldürüldü
08/01/2025
23:38 ‘Hayvan katliamı yasası AYM’de durdurulabilir’
23:24 BAE, Suriye'ye uçuşları durdurdu
22:09 Tişrîn'de nöbet eylemi başlatıldı
21:16 İşçiler, verilen söz üzerine eylemlerini sonlandırdı
21:07 Sirrîn’de bir yurttaş katledildi
21:00 Türkiye’nin saldırısında 3 yurttaş katledildi