AMED - Abdullah Öcalan'ın geçmiş dönemlerde avukatlığını yapan Osman Çelik, "Öcalan'ın barışa olan sevdası hepimiz için birer şans. Ne Kürtlerin ne de Türk devletinin bu şansı kaçırma lüksü yok" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti’nin, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmelerin yankıları sürüyor. Kamuoyunun en çok tartıştığı gündemlerden biri olan İmralı görüşmelerine dair Abdullah Öcalan'ın geçmiş dönemlerde avukatlığını yapan Osman Çelik değerlendirmelerde bulundu.
Görüşmelerin insanlarda umut ve heyecan yarattığını belirten Çelik, sürecin olumlu ve şeffaf yürütülmesi beklentilerinin olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan'ın uzun bir süredir yoğun tecrit altında bulunduğunu hatırlatan Çelik, "Bu tecridin çözüm olmadığını, bu tecritle bu sorunun çözülemeyeceği, çatışmanın, kanın durmayacağı ortada. Dolayısıyla devlet aklı ve bu ülkedeki bu can kaybına, acılara, savaşa içi yanan insanlar bu sürece müdahil olmak istedi. İnsanlar, bu sorunun tecritle, yok saymakla, görmezden gelmekle hallolmayacağını düşünüyor. Dolayısıyla yeni bir süreç başlatıldı. Bu yeni süreçle, Türk-Kürt kardeşliğinin yeniden tesisiyle ilgili diyalogların gelişmesi, muhalefet partileriyle bu sürecin tartışılması gerçekten insanda umut yaratan bir durum" ifadelerini kullandı.
'SORUN SAYIN ÖCALAN'LA ÇÖZÜLÜR’
Abdullah Öcalan'ın, "Sorunu çözebilecek iradeye sahibim" yönündeki mesajına işaret eden Çelik, "Evet gerçekten bu sorunun Sayın Öcalan'la, büyük katkılarıyla birlikte çözülebileceği ortada. Zaten büyük ihtimalle mevcut iktidar veya devlet aklıda bu gerçeği görerek, Sayın Öcalan'la diyalog geliştirme yoluna girdiler" dedi. Sürecin sağlıklı yürütülebilmesinin yegane yolunun Abdullah Öcalan'ın rahat bir şekilde kendini ifade edebileceği, avukatlarıyla, süreçte rol alabilecek insanlarla diyalog kurabileceği bir ortamın sağlanmasından geçtiğini ifade eden Çelik, bu koşullar sağlanmadan böyle bir sürecin sağlıklı yürümesinin ve neticeye varmasının mümkün olmadığını kaydetti. Çelik, bunun için tecridin bir an önce sonlandırılması ve Abdullah Öcalan'ın bütün güçlerle, yapılarla diyalog kurabileceği ortamın sağlanması gerektiğini vurguladı.
Abdullah Öcalan'ın barışı sağlayabilecek önde gelen isimlerden olduğunun altını çizen Çelik, "Bu kadar gücü, yetkinliği, kudreti olan bir insanı cezaevinde tecrit altında tutmak, ilişki geliştirmesini engellemek barış istemek değildir. Dolayısıyla devletin, hükümetin böyle bir barış niyeti varsa, öncelikle bu katıksız tecridi kaldırılması zorunludur" diye belirtti.
'UMUT HAKKINI ŞARTA BAĞLAMAK ŞANTAJDIR'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında verdiği ve uygulanmayan umut hakkı ihlali kararına dikkat çeken Çelik, kararın uygulanmasına yönelik adım atılması gerektiğini ifade etti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kararın uygulanmasını "şarta" bağlamasını "şantaj" olarak niteleyen Çelik, "Siz Sayın Öcalan'a, cezaevi şartlarıyla alakası olmayan bazı şartları dayatırsanız, kimse kusura bakmasın bu şantaj olur. Silahların susması, bırakılması, farklı bir takım adımların atılması… Elbet hepimiz bunları istiyoruz, ama bunu bir umut hakkına şart olarak koşmak ne demokratiktir ne de hukukidir. Sayın Bahçeli en az benim kadar bunun hukuki olmadığını çok iyi bilmektedir" diye konuştu.
Hem umut hakkı ve hem de Kürt sorunundan kaynaklı problemlerin çözümüne yönelik yasal düzenleme yapılaması yönünde adımların atılmasının güven artırıcı olacağını dile getiren Çelik, "Hiç kimseye kaybettirmeyecek olan bir takım düzenlemelerden, çabalardan devletin niye kaçtığını, tepkisel refleks gösterdiğini açıkçası anlamış değilim" dedi.
‘SAYIN ÖCALAN’IN SÖYLEMLERİ DEĞİŞMEDİ’
Abdullah Öcalan'la görüşme için İmralı'ya ilk gidişinin 2008'de gerçekleştiğini aktaran Çiçek, "Sayın Öcalan o gün ne söylediyse, bugünde aynı şeyi söylüyor. Ben Sayın Öcalan'ın hiçbir zaman savaşı kutsayacak, bu ülkedeki akan kanın sürmesini temenni edecek, insanların acı çekmesine neden olabilecek hiçbir hareketine, davranışına, konuşmasına şahit olmadım. İlk günden beri her gittiğim görüşmede, sürekli barışı referans göstermiştir. Sürekli barışa temas etmiştir, bu iki halkın kurtuluşunun barışta olduğunu dile getirmiştir. İlk gittiğim gündeki barış talebiyle, en son gidilen görüşmedeki barış talebi birebir uyuşmakta. Dolayısıyla Sayın Öcalan'ın bu anlamdaki perspektifi, bu görüşü, barışa olan sevdası hepimiz için birer şans. Ne Kürt halkının ne de Türk devletinin bu şansı kaçırma lüksü olmadığı inancındayım" şeklinde konuştu.
Abdullah Öcalan'ın her kesimin sürece katkı sunmasına yönelik sözlerine işaret eden Çelik, Kürt sorunun tek başına hiçbir kesimi ilgilendiren bir sorun olmadığını ülkede yaşayan herkesin sorun olduğunu belirterek, bundan dolayı herkesin çözüme katkı sunması gerektiğini kaydetti.
MA / Rukiye Adıgüzel