ANKARA - Ankara’daki yurttaşlar, ekonomik krizin bütçenin savaşa ayrılmasından kaynaklandığını belirterek, çıkış yolunun barış olduğunu söyledi.
Türkiye’de, son 10 yıldır bütçenin büyük bir kısmı “güvenlikçi” politikalara ayrılıyor. Savunma Bakanlığı bütçesi, 2025 yılında yüzde 41 artışla 623.9 milyar TL olurken, toplam savaş harcamalarına 1.6 trilyon TL ödenek ayrıldı. Savaş ve “güvenlikçi” politikalara harcanan bütçe hem Kürt sorununu derinleştiriyor hem de ülkeyi yoksullaştırıyor.
Birçok kesimin sebebini savaş politikalarına bağladığı ekonomik krizi, Ankara’daki yurttaşlara sorduk.
‘YÜZDE 80’İNİ SAVAŞA GİDİYOR’
Emekli öğretmen Tayfun İşçi, Türkiye bütçesinin yüzde 80’inin savaşa harcandığını belirterek, savaşa harcanan bütçeden kaynaklı ülke ekonomisinin yerle bir olduğunu söyledi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın, “Bir merminin fiyatı ne kadar olduğunu biliyor musunuz?” çıkışını hatırlatan İşçi, “Demek ki mermi çok pahalı. Hele bir de bombaları, kalkan uçakları düşünün. Ama ne acıdır ki vatandaşlarımız bunu çok fazla görmüyor. Savaşın ekonomik kriz üzerindeki etkisi yurttaşlarca çok görülmüyor. Hayat pahalılığından, alabildiklerinden şikâyetçi ama bu savaşın, bu yaşanan çatışmaların, bu silahlanmanın Türk ekonomisini ne kadar batırdığını göremiyorlar. Bu ülkenin barışa ihtiyacı var. Diyebileceğim tek şey var o da; savaş gerçekten ekonomiyi yiyip bitirmektedir” dedi.
‘İMRALI GÖRÜŞMELERİ BİR FIRSAT’
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere de dikkati çeken İşçi, ziyaretin barış için bir fırsat olduğunu söyledi. İşçi, bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydederek, “Kürtler yaklaşık 40 yıldır barış talep ediyor. Demek ki barışa ihtiyaç var. Ama iktidar, her zaman barıştan kaçıyor. Bu fırsat değerlendirilmelidir. Dolayısıyla, nereden bir barış sesi geliyorsa, oraya kulak vermek, ona yardımcı olmak, ona destek olmak ve bu ölümleri sonlandırmak gerekiyor” diye belirtti.
Remzi Gür adlı yurttaş, ekonomide düzelmenin yolunun barıştan geçtiğine işaret ederek, “Kardeşi kardeşe vurduruyorlar. Türkiye’de barış sağlanmalıdır. Ekonomide bir düzelme olacaksa bunun yolu barıştan geçer” dedi.
‘İKTİDAR SAMİMİ DEĞİL’
Emekli öğretmen Hamdullah Özdoğan, barışın olması durumunda huzurun da geleceğini kaydederek, şöyle devam etti: “Barışın olması, Türkiye’de huzurun olması demektir. Kürtlerin bu noktada samimi olduğunu düşünüyorum fakat iktidarın samimi olduğundan çok emin değilim. Bunun siyasete alet edildiğini düşünüyorum. Eğer bir Kürt vatandaşı ‘Benim sorunum var’ diyorsa, onunla oturup konuşmak gerekiyor.”
Funda Cömert adlı yurttaş, “Türkiye savaşa aktardığı parayı, ülke ekonomisinde kullansaydı bir kalkınma yaşanabilirdi” vurgusu yaptı.
Halkların barışmasının güzel bir şey olduğunu aktaran Mehmet Ay, barışın bilinçli insanların ifadeleri ve duruşlarıyla gerçekleşeceğini söyleyerek, “Çünkü ülkemiz, güvenlikle alakalı harcama kalemleriyle dolu. Eğer bu harcama kalemleri, bireylerin bilinçlendirilmesine, modern tarımın yapılmasına yönlendirilse, ekonomiye pozitif katkıları olur” diye belirtti.