İZMİR - İzmir cezaevlerinde 2 tutsağın tahliyesinin ertelendiğini belirten ÖHD’li Eylem Zengin, Mehmet Sait Yıldırım özelinde ayrı bir infaz hukuk işletildiğini ifade etti.
Ceza İnfaz Kanunu'nda Aralık 2020'de yapılan değişiklik ile Cezaevi Gözlem ve İdare Kurulları, özellikle siyasi tutsakların tahliyeleri keyfi gerekçelerle erteliyor. "Kütüphaneden kitap almadı", "Psiko-sosyal desteğe başvurmadı", "Su tasarrufu yapmadı", "Pişmanlık duymuyor" gibi gerekçelerle yüzlerce tutsağın tahliyeleri 3 ay ile 1 yıl arasında değişine sürelerle uzatılıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) tarafından raporlarındaki verilere göre, yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2021’den Kasım 2024'e kadar en az 501 tutsağın tahliyesi ertelendi.
Bu tarihten sonrada birçok tutsağın tahliyesi ertelenirken, İzmir'de 10 gün içinde 2 tutsağın tahliyesi ertelendi. Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve 19 Şubat'ta tahliye olması gereken 31 yıllık tutsak Gülten Akgün'ün tahliyesi ikinci kez ertelendi. 19 Haziran 2024'te tahliye olması gereken Gülten Akgün'ün infazı, İdari ve Gözlem Kurulu tarafından "iyi halli olmadığı" gerekçesiyle önce 8, ardından da 6 ay daha uzatıldı. Akgün'ün tahliyesi 18 Ağustos'a ertelendi. Yine İzmir Kırıklar 1 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutulan 30 yıllık hasta tutsak Mehmet Sait Yıldırım'ın (73) tahliyesi de İdari ve Gözlem Kurulu tarafından 9 ay ertelendi. Kurul, 27 Şubat'ta tahliye olması gereken Yıldırım’ın tahliyesini "iyi halli olmadığı" ve "pişmanlık duymadığı" gerekçesiyle 27 Aralık 2025'e erteledi. Avukatları 2 tutsak içinde İnfaz Hakimliği'ne şikayette bulundu. Fakat hakimlikten bir cevap gelmedi.
'CEZANIN TAMAMI YATIRILMAK İSTENİYOR'
Tutsakların tahliyesinin ertelenmesini değerlendiren Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Eylem Zengin, 2020'de yapılan değişiklik ile koşullu salıverilme kriterlerine 'işledikleri suçtan' pişman olup olmadıkları, tahliyeleri halinde başkalarına zarar verip vermeyecekleri gibi kriterlerin eklendiğini belirtti. Bundan sonra özellikle siyasi tutsaklar için yapılan tüm değerlendirmelerde objektif olmayan kararlar verildiğini söyleyen Zengin, "PKK'li mahpuslara Öcalan'ı nasıl gördükleri, tecridin kaldırılması için girdikleri açlık grevleri, yapmış oldukları mektuplaşmalar, görüşçüleri ile görüşme içerikleri değerlendirilerek, yaygın olarak iyi halli olmadıklarına karar verildi. Bu yönetmelikte koşullu salıverilme 3 aydan 1 yıla kadar uzatılabiliyor. Verilmiş olan cezanın tamamını infaz edecek şekilde uzatılması öngörüldü. Objektif olmayan değerlendirmeler devam ettiği takdirde bu mahpusların almış oldukları cezaların tamamını çekerek tahliye olmaları ihtimali mevcut" ifadelerini kullandı.
DÜŞÜNCE VE KANAAT ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ
İzmir'de son bir ayda Gülten Akgül ve Mehmet Sait Yıldırım'ın tahliyesinin ertelendiğini anımsatan Eylem Zengin, her iki değerlendirmede de "suçtan pişman olmadıkları", "toplumla bütünleşmeye hazır olmadıkları", kurum kütüphanesinden kitap almamaları gibi gerekçelerin olduğunu söyledi. Bu çeşit soruların sorulmasının düşünce ve kanaat özgürlüğünün ihlali olduğunu kaydeden Eylem Zengin, "Anayasa'nın 25'inci Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9'uncu Maddesi'nde düşünce ve kanaat özgürlüğü düzenlenmiş durumda. Düzenlenen madde kapsamında kimsenin düşünce ve kanaatini açıklamaya zorlanamayacağı hüküm altına alınmış durumda. Ancak bu sorularla beraber kişilerin düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorladıkları görülmekte. Bu kararlara karşı İnfaz Hakimliklerine şikayet ve devamında Ağır Ceza Mahkemelerine itirazlar yapılabiliyor. Ancak bunların etkili bir başvuru yolu olduğundan bahsedebilmek mümkün değil. Çok çok yüksek oranda tüm şikayet ve itirazlar reddediliyor" diye konuştu.
'MEHMET SAİT YILDIRIM'IN HAYATİ TEHLİKESİ VAR'
Mehmet Sait Yıldırım özelinde ayrı bir infaz hukuk işletildiğinin altını çizen Eylem Zengin, "Kendisi 2015'de İmralı'da 9 gün kaldı. Devamında sağlık problemleri nedeniyle Bolu'da oradan da Diyarbakır ve İzmir 1 No'lu Hapishanesi'ne sürgün edildi. İzmir'e geldiğinden beri yaklaşık 7 yıldır tek tutulamayacağına dair sağlık raporu olmasına rağmen tek tutuluyor. Özel bir infaz rejimi üretilmiş durumda. Ancak tek tutulan birisi için 'Örgütsel faaliyetlerine devam ettiği' tespiti yapılmış. Hem hukuka hem de mantığa aykırı tespitler içeriyor. Aynı zamanda kalp rahatsızlıkları, boyun fıtığı gibi çeşitli ciddi rahatsızlıkları var. Cezaevinde kaldığı sürede birkaç defa da anjiyo geçirdi. Geçtiğimiz hafta da bulunduğu oda da düşüp, başını yere çarpmış. Ancak idare ile yapılan görüşmede tek tutulmaya devam edileceği söyleniyor. Tek tutulmaya devam edilmesi halinde hayati riskinin olduğu açık. Yani infaz koruma memurları odasına gitmediği sürece düştüğünden haberdar olmak mümkün değil. Biz hukuki mücadeleye devam edeceğiz. Ancak kamuoyunun duruma tepki vermesi ve etkinlikler düzenleyebilir. Aslında hukuki olarak bir değerlendirme yapılsa, hiçbir mahpusun koşullu salıverilmesi uzatılmaz. Hukuk yerine ideolojik arka planlı bir değerlendirme yapıldığı için uzatılıyor" şeklinde konuştu.
MA / Tolga Güney