AMED - Dumlu 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi, haklarında toplatma kararı bulunmayan birçok kitabı "sakıncalı" buldu. Abdullah Öcalan'a atıfta bulunmak, polis işkencesi, katliam ve kitaplardaki alıntılar dahi yasağa gerekçe yapıldı.
Erzurum Dumlu 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi Eğitim Kurulu Başkanlığı, çeşitli gerekçelerle kitapların tutsaklara verilmesine engel oluyor. Verilmeyen kitapların birçoğu, hakkında herhangi bir mahkeme kararı bulunmayan kitaplardan oluşuyor. Eğitim Kurulu, engele "Kütüphane ve Kitaplık Yönergesi"nin 12'nci maddesini gerekçe gösteriyor. Kitapların içeriğinde yer alan “Kürdistan” ve “Dağ” gibi ifadeler de engelin gerekçeleri arasında bulunuyor. Tutsakların Erzurum 1'nci İnfaz Hâkimliği ile Erzurum 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları başvurular da henüz sonuçlanmış değil.
'SAKINCALI' KİTAPLAR
Tutsak Ferhat Aksoy’a gönderilen “Kürdlerin Genel Tarihi”, “Qêrineke Bêdeng Rindêxan", “Kürtlerin kökeni proto Kürtler ve Mitanniler” ve “Osmanlıdan günümüze Kürtler” kitapları verilmedi. Söz konusu kitaplar hakkında herhangi bir mahkeme kararı bulunmuyor. Kitapların “sakıncalı” olduğu ileri sürüldü.
Kurul incelemesinde, “Kürdlerin Genel Tarihi” kitabının 198-199’uncu sayfalarında yer alan "19. Yüzyıl Osmanlı Devletinin Kürt halkı üzerinde baskı kurduğu ve yaptıkları, köyleri yaktıkları, halkı esir alarak başlarını kestiği” cümlesi "sakıncalı" bulundu. Kurul, “(…) tarihimize yönelik asılsız iftiralar atılmıştır” iddiasında bulundu. Kitabın 210, 211 ve 212’nci sayfalarında yer alan “19. Yüzyıl Osmanlı Devletinin Kürtler üzerinde egemenlik ve hâkimiyet kurma pahasına Kürtlere karşı savaş açtığı ve Kürdistan’ı kendi egemenlik sahasına katmaya çalıştığı” cümlesi alıntılanarak, “Tarihimize kara leke vurulmaya çalışılmıştır” denildi.
ALINTILAR ENGELE GEREKÇE YAPILDI
Kitabın 213, 216, 217, 218, 223, 356 ve 363 sayfalarında Agirî Direnişi ve Zîlan Katliamı'na yer verilmesi "tehdit" olarak değerlendirildi. Katliamda yaşananlara dair verilen bilgilerin "iftira" olduğu iddia edildi. Kurul, kitap içeriğinin “olumsuz örnekler” teşkil ettiğini savundu. Sakıncalı kısımların yayından çıkarılarak verilmesine dair hüküm ise, “güvenlik zafiyeti" gerekçesiyle uygulanmadı.
"Kürtlerin kökeni proto Kürtler ve Mitanniler” kitabı, Abdullah Öcalan’ın savunmalarında alıntıların yer alması nedeniyle "sakıncalı" görüldü.
“Osmanlıdan günümüze Kürtler” isimli kitapta, alıntı yapılan kitaplar hakkında toplatma kararı olması, Ermeni Katliamı'na dair eleştiriler, asimilasyon, Erzurum ilinden “Kürdistan içinde bulunan Erzurum vilayeti” şeklinde bahsedilmesi engele gerekçe yapıldı.
"Qêrîneke Bêdeng Rindêxan" kitabı ise, Kürtlere yönelik asimilasyon politikalarına dair ifadeler dolayısıyla "sakıncalı" görüldü.
'DAĞ' İFADESİ 'ÖRGÜT GÜZELLEMESİ' SAYILDI
Tutsak Mazlum Aksaç’a gönderilen “Girti” isimli kitap, hakkında “toplatma” ya da “el koyma” kararı olmamasına rağmen 17 Mayıs 2024’te “sakıncalı” denilerek verilmedi. Kürtçenin yasaklanması, Kürt yurttaşlara ve çocuklara dönük polis işkencesine dair ifadeler "sakıncaya" gerekçe yapıldı.
Kitabın 156’ncı sayfasındaki "Dağ dost canlısıydı. Dağ onlar kadar hain ve talihsiz değildi" ifadeleri “örgüt güzellemesi” şeklinde değerlendirildi.
Tutsak Müjdat Akten’e gönderilen “Spartaküs’ten Mazdek’e Özgürlük tarihi” kitabı, Abdullah Öcalan’ın sözleri ve kitaplarından alıntılar içermesi nedeniyle verilmedi.
'İLHAM' ALMAK SUÇ!
Tutsak Cihan Gökalp’e gönderilen “Modernite’nin mahşeri”, “İlahi Kanun ve Sosyoloji”, “Toplumsal Hakikat”, “Gülümse ey Dersim”, “Bize ölüm yok”, “Hatıratım” ve “Cesaretin Güneşi Mahir Çayan” kitapları "sakıncalı" görüldü. Kurul, kitapların verilmesinin “güvenlik zaafiyeti” yaratacağını öne sürdü.
Yazar Nevzat Çapkın’ın "Modernite'nin mahşehir" kitabının ön sözünde yer alan "Öcalan'ın demokratik uygarlık adlı eseri yoğunlaşmama ilham kaynağı oldu" ifadeleriyle Abdullah Öcalan’a atıfta bulunduğu ve kitabın bu nedenle "sakıncalı" olduğu ileri sürüldü.
Nuri Dersimi’nin “Hatıratım” kitabında yer alan Kürtlere dair ihlaller, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti sürecine dair eleştiriler ve değerlendirmeler, alıntı yapılan kitapların yasaklı olması da "sakınca" gerekçeleri olarak sıralandı.
Munzur Çem’in "Gülümse ey Dersim" kitabında cumhuriyetin kuruluş dönemine dair eleştiriler engele gerekçe yapıldı.
Ergin Doğru’nun “Bize ölüm yok” öykü kitabında Alevilere yönelik saldırılara yer verilmesi "asker ve polisini aşağıladığı" olarak değerlendirildi. İşkenceler ise, “iftira” olarak nitelendirildi. Kararın değerlendirme kısmında “(…) kitabın bütününe bakıldığında devletin Alevi Kürtlere karşı bilinçli şekilde kıyım yapıldığını bahsedildiği ve kolluk kuvvetlerin vatandaşlara işkence, tecavüz ve zulüm ettiği gibi asılsız, çirkin, mesnetsiz iftiralar atıldığı” ifadelerine yer verildi.
MAHİR ÇAYAN ÖVGÜSÜ
“Cesaretin Güneşi Mahir Çayan” adlı kitap hakkında, “Devrim şehidi” ifadesinin yer alması, Mahir Çayan’dan övgüyle bahsedilmesi de "sakınca" gerekçeleri arasında yer aldı.
Tutsak Hümmet Deniz’e gönderilen Metin Aktaş’ın “Yezda”, “Burseya Dağı” ve “Nişancı” kitapları verilmedi. Kararda, kitabın ön kapağında YPG’nin bayrağını temsil eden renkler, arka kapağında ise yıldız olması engel gerekçeleri olarak sıralandı.
YPG’nin DAİŞ’e karşı mücadelesi "YPG’ye güzellemeler" olarak değerlendirildi. "Burseye Dağı" kitabında, TSK’nin Êfrîn’e yönelik saldırılarının eleştirilmesi ve ÖSO’luların buraya yerleştirildiğine dair ifadeler “mesnetsiz” olarak nitelendirildi.
Kitaba dair şu değerlendirme dikkat çekti: “(…) kitabın bütününe bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve kuruluşlarının Suriye’nin kuzeyinde bilinçli olarak sivilleri katlettiği gibi asılsız iftiralarda bulunduğu.”
"Nişancı" kitabında, “Bir halkın yok sayılan özgürlük isyanı” ile Şêx Seîd isyanına dair yapılan değerlendirmeler kitabın verilmemesine gerekçe yapıldı.
MA / Müjdat Can