WAN - TJA'lı Ayla Akat Ata, kurtuluş için tek yolun demokratik toplum olduğunu belirterek, "Sayın Öcalan demokratik toplumun inşasında rolünü oynamaya hazır" dedi.
Wan'da, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Wan Barosu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Wan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) ile İnsan Hakları Derneği (İHD), "Cezaevlerinde hak ihlalleri ve sağlık" konulu panel düzenledi. Baronun Tahir Elçi Konferans Salonu'nda gerçekleşen panelde, Özgür Kadın Hareketi'nden (Tevgera Jinên Azad-TJA) Ayla Akat Ata, avukat Erhan Çiftçiler ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Agirî Milletvekili Heval Bozdağ sunum yaptı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecridin hukuki boyutu olmadığının altını çizen Erhan Çiftçiler, "Sadece Sayın Öcalan için 4 tane özel düzenleme getirdiler. Mesele Sayın Öcalan olunca hukuk kuraları istismar ediliyor. Tecrit İmralı'da başlayıp her yere yayıldı. Sayın Öcalan'a yönelik uygulanan tecrit kalkarsa toplum rahat bir nefes alırdı. Tecridin asıl sebebi Sayın Öcalan'ın düşüncelerinin halkla birleşmesini engellemektir" dedi.
'CEZAEVLERİNDE KEYFİ UYGULAMLAR SÖZ KONUSU'
Sunumunda cezaevlerinde uygulanan hak ihlallerine değinen Ayla Akat Ata ise, "Gözaltına alınan ve cezaevine gidene kadar çeşitli hak ihlalleri yaşanıyor. Tutuklandığınız yerde durmuyorsun ve sürekli sürgün ediliyorsunuz. Sayın Öcalan'a yönelik uygulanan tecrit hukuki değildir. Bir süreç tartışması başladı. Bu sürecin hukuki zeminde gerçekleşmesi gerekiyor. Sayın Öcalan'a yönelik tecrit hala devam ediyor. Çok dolu olan cezaevlerinde bizler tekli hücrelerde kalabiliyoruz. Keyfi disiplin cezaları alabiliyoruz. Cezaevlerinde içimizi yaralayan hasta tutsaklardır. Hasta tutsaklar meselesi bir pazarlığa konu edilmeden çözülmelidir. Hasta tutsakların davalarına yönelik çok fazla yavaş davranıyorlar. Hastanelerde yazılan ilaçlara ulaşım çok zahmetli oluyor. Cezaevlerinde 30 yıldır yatan arkadaşlarımız şuan 33-34 yılını yatıyorlar. Son süreçte verilen hücre cezaları var ve 3 hücre cezası alan birinin infazı yakılıyor. Bu hukuksuzluk bir yasa ile kaldırılabilir. Spor ve sohbet hakları tam anlamıyla keyfi duruma getirildi. Pandemi tam anlamıyla infaz rejimi oldu. Sürgün edilenlerin aile ile görüş hakları ellerinden alındı" ifadelerini kullandı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın demokratik toplumun inşasındaki rolüne işaret eden Ayla Akat Ata, "Yılardır bizler Sayın Öcalan için fiziki özgürlük istedik. Bu süreçten kurtulmanın tek yolu demokratik toplumdur. Sayın Öcalan demokratik toplumun inşasında şiddetsiz bir zeminde rolünü oynamaya hazır" diye belirtti.
'ATK'LER YÜZÜNDEN YÜZLERCE HASTA TUTSAK HAYATINI KAYBETİ'
Heval Bozdağ ise, "Bir yerde bir sorun varsa öncelikle toplumun üzerine düşen özeleştireli bir bakış açısıdır. Sorunların mevcut devletin sistemi ile alakalıdır. Tecridin nasıl toplumlaştığı aslında cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile bağlantılıdır. Cezaevlerinde ceza içinde ceza hukuku var. Cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluk aslında keyfilik üzerinden otorite kurmadır. Cezaevleri ağır hastaların dayanabileceği bir yer değildir. Hasta tutsaklar bir an önce tahliye edilmelidir. Hukukun ve cezaevlerin varlığını tanımlarken birçok hak ihlali ile karşılaşıyoruz. Türkiye hapishanelerinde onlarca hasta mahpus ATK yüzünden hayatlarını kaybetmişlerdir" şeklinde konuştu.