154 gündür 'umut hakkı'nda adım atılmadı

img
HABER MERKEZİ - Devlet Bahçeli'nin 154 gün önce Meclis'te gündeme getirdiği Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı", AİHM'in 11 yıl önce verdiği "ihlal" kararına rağmen uygulanmıyor. 
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis kürsüsünden Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı"na dair yasal düzenleme yapılması yönündeki açıklamasının üzerinden 154 gün geçti. Ancak "umut hakkı"na dair şu ana kadar herhangi bir adım atılmadı. 
 
Bahçeli, 22 Ekim 2024 tarihinde partisinin haftalık grup toplantısında, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kabul ederek, Öcalan'a "örgütü tasfiye et" çağrısı yaptı. Bahçeli, söz konusu "şartın" yerine getirilmesi halinde Öcalan'ın DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşmasını ve "umut hakkı"na dair yasal düzenlemelerin önünün açılmasını istedi. 
 
Aradan 154 gün geçmesine rağmen herhangi bir adım atılmadı. Bu süreçte Abdullah Öcalan'dan tarihi bir çağrı yapıldı. Abdullah Öcalan, 27 Şubat'ta DEM Parti İmralı Heyeti ile birlikte "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" yaptı. 
 
4 BİNİ AŞKIN TUTSAK BULUNUYOR
 
Bahçeli'nin Meclis'te dile getirdiği "umut hakkı" uzun yıllardır gündemde olan bir konu. "Umut hakkı", bir tutsağın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2014 yılında Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı" dair "ihlal" kararı verdi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AB BK) de, 17-19 Eylül 2024 tarihlerinde yaptığı toplantıda, AİHM’in ihlal kararını görüşerek, Türkiye’ye gerekli önlemlerin geciktirilmeden alınmasını aksi halde Eylül 2025'teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu. Ancak “ihlal” kararı ve uyarılara rağmen hala herhangi bir adım atılmış değil.
 
Cezaevlerinde, Abdullah Öcalan'ın yanı sıra 4 bini aşkın ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezasına çarptırılmış tutsak bulunuyor. Bu isimlerden birçoğu da "umut hakkı"ndan yararlanamıyor. "Umut hakkı"na dair merak edilenleri derledik.  
 
“Umut hakkı” nedir?
 
Eski Ceza Yasası’na göre verilen idam cezalarının yeni yasal düzenlemelere göre uyarlanması sonucunda verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile 3713 sayılı yasa ve 5237 sayılı yasanın 302. maddesi kapsamında mahkemelerce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infaz biçimi, mevzuatta ömür boyu yani ölünceye kadar şeklinde düzenlenmiştir. Bu cezaların istisnası yoktur. Fakat ‘umut hakkı’, bu ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Bu hakka sahip olan kişi belirli bir infaz süresinden sonra durumunun yeniden gözden geçirileceğini, bu gözden geçirmenin hangi gerekçeler üzerinden yapılacağını, kimlerin hangi yöntemlerle bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını infaz eder. Başka bir ifade ile ‘umut hakkı’, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
"Umut hakkı" ile ilgili bir süre sınırı var mıdır? 
 
Bu konuda herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. AİHM buna yönelik vermiş olduğu kararlarda sürenin üye ülkenin egemenlik hakkı kapsamında kendisinin belirleyeceğini ifade eder. Ancak söz konusu sürelerin kişinin ‘umut hakkı’nı ortadan kaldıracak uzunlukta olmaması gerektiğini de dile getirir. Yani devletin sırf ölünceye kadar infaz şeklini ortadan kaldırmak için getireceği 30-40-50 yıllık sürelerin kabul görmeyebileceği belirtilebilir. AİHM, Vinter/Birleşik Krallık kararında 25 yıllık bir süreden bahseder. Burada mahkeme, sözleşmeci devletlerarasında ve karşılaştırmalı ve uluslararası hukuk materyalleri arasında, cezanın verilmesinden en geç 25 yıl sonra ve sonrasında periyodik olarak gözden geçirilmesini garanti altına alan bazı özel mekanizmaların sağlanmasına yönelik karar veriyor.
 
Ancak Mahkeme’nin bu konuda verdiği kararlardan (Kafkaris/Kıbrıs, Vinter/Birleşik Krallık vb.) özetle yorumu şu şekildedir: Sözleşmeci devlet tarafından hangi ceza adaleti sisteminin onaylandığına müdahale etmediği vurgulanmalıdır . Sözleşme, bu bağlamda, şartlı salıverme hakkı gibi özel bir ceza adaleti mekanizması gerektirmemektedir. Bu tür bir gözden geçirmenin şekli ve bir gözden geçirmenin yapılabilmesi için cezanın ne kadarının çekilmiş olması gerektiği sorusu, devletlerin kendi takdir yetkisi dahilindeki konulardır. Sözleşmeci devletler tarafından izlenmesi gereken usuller yargısal olmayan bir karaktere de sahip olabilir. Ancak, Mahkeme'nin içtihadına göre, ‘serbest bırakılma olasılığının değerlendirilmesini’ sağlayan bir sistem olması gerektiği açıktır ve ‘söz konusu takdir marjı sınırsız olamaz.’ Mahkeme, Sözleşmeci Devletin kendi hukuk sisteminde daha hafif tutukluluk koşulları veya erken salıverme imkanı tanıyacak herhangi bir imkan olup olmadığını inceler.
 
Bir diğer mahkeme yorumu; Macaristan, Mahkeme'nin kararlarına uymanın bir yolu olarak 2015 yılında ömür boyu hapis cezalarının otomatik olarak gözden geçirilmesini öngören yeni bir mevzuat çıkarmıştır. Bu mevzuat ile 40 yıllık hapis cezasının ardından hükümlü için zorunlu bir af prosedürü başlatılmaktadır. Ancak Mahkeme, bir mahkumun affedilmeden önce beklemesi gereken 40 yılın, tavsiye edilen azami süreden çok daha uzun bir süre olduğunu ve bu anlamda devletin sahip olduğu takdir marjı geniş olsa da, bu marjın dışında kaldığını belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, Macaristan'da cumhurbaşkanlığı affının müebbet hapis cezasının fiilen veya hukuken indirilebilmesini sağlayan bir yol olmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, başvuranların beklemek zorunda kaldıkları uzun süreyi ve inceleme mekanizmasının yeterli usuli güvencelerden yoksun olmasını göz önünde bulundurarak, yeni Macar mevzuatının Sözleşme'nin 3. maddesi anlamında bir koruma sağlamadığına ve bir ihlal olduğuna karar vermiştir.
 
 "Umut hakkı", Türkiye mevzuatında yer alıyor mu? Kapsamı nedir? 
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 16/4. Maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 47. Maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı ile ilgili Kanunun 25. Maddesi, 107/16. Maddesi yukarıda bahsi geçen cezaların hiç ara verilmeden ölünceye kadar çektirileceğini düzenlemektedir. Zaten AİHM’in ihlal kararı verilmesine neden olan yapısal sorunlar bu yasa maddeleridir. Bu cezalar yönünden ‘umut hakkı’, Türkiye yasalarında herhangi bir şekilde yer almamaktadır. Abdullah Öcalan ve aynı nitelikteki hükümlülerin haklarını ihlal eden düzenlemeler bunlardır. Bu düzenlemeler kategorik olarak şartlı tahliye yasaklarını içermektedir.  Bunların dışında, farklı cezalarla ilgili serbest kalma yöntemleri, Cumhurbaşkanlığı affı gibi mevcutsa da bunlar aynı nitelikte olmayan ceza tiplerine yöneliktir. Esas olarak ‘umut hakkı’nın bir yasa başlığı ile özel bir düzenleme olarak yasada bulunması şart değildir. Burada esas olarak kategorik şartlı tahliye yasakları doğrudan bu hakkın ihlali olarak yaşanmaktadır.
 
Kategorik şartlı tahliye yasakları yasadan kaldırıldıktan ve tahliye imkanı yasal olarak sağlandıktan sonra yasanın fiili uygulamasını tartışma imkanı olabilir.
 
AİHM, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili nasıl bir karar verdi?
 
AİHM 2000’lerden sonra verdiği bir dizi kararında, hükümlülerin ‘umut hakkı’na açık referanslar vermeye başladı ve konu üzerine önemli bir içtihat zinciri geliştirdi. Ölüm cezasının 2000’lerin başında kaldırılmasından sonra Abdullah Öcalan’ın cezası ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’na çevrilmişti. AİHM, ölüm cezası yerine öngörülen bu cezanın infaz biçimine dair değerlendirmesini Mart 2014 tarihli kararı ile yaptı ve karar Ekim 2014’te kesinleşti. Daha sonra aynı konuda AİHM, Eylül 2015’te Kaytan/Türkiye, Aralık 2015’te Gurban/Türkiye ve Şubat 2019’da Boltan/Türkiye kararlarını verdi. 
 
Mahkeme bu konudaki içtihadı ile aynı doğrultuda, ‘umut hakkı’ güvence altına alınmaksızın hükümlülerin ölünceye kadar cezaevinde tutulmasının Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali niteliğinde olduğuna defaten hükmetti. AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Ölünceye kadar hapis cezası’nın işkence yasağının ve dolayısıyla ‘umut hakkı’nın ihlali olduğuna hükmetti. Pozitif hukukun sınırları içerisinde ‘umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu ve Türk Hukuku’nda bunların karşılık bulamadığını belirtti. Bu 4 ilkenin meali, tahliye imkanının de jure (yasal) ve de facto (fiili) olarak mümkün olması, mahpusun hapis cezasının gözden geçirilme süreçlerinde usuli güvencelerinin olması ve mahpusun tutulma koşullarının resosyalizasyonuna uygun olması gerektiği… En kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır. 
 
AİHM’in Öcalan dışında “umut hakkı” ile ilgili verdiği bir ihlal kararı ve bu kararın uygulandığına dair bir örnek var mı?
 
AİHM’in Vinter ve diğerleri/Birleşik Krallık kararı sonrası, İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi verdiği bir karar ile Adalet Bakanı’na verilen müebbet hapis cezası hükümlülerini salıverme hakkını açıkça tanıdı. Yüksek Mahkeme, bu hakkın kapsamını, sınırlarını ve koşullarını da belirledi. Bakanlar Komitesi bu çerçeveyi AİHM kararının gerektirdiği genel önlemlerin alınması olarak değerlendirerek, denetim sürecini kapattı. Matiošaitis ve diğerleri/Litvanya kararının uygulanmasının denetimi sürecinde, Litvanya müebbet hapis cezası hükümlülerinin cezalarının infazının gözden geçirilmesi ve koşulları oluşmuşsa hafifletilebilmesi için bir mekanizma oluşturdu. Komite, bu konuda oluşturulan mekanizmanın ve mekanizmaya başvuru şartlarının Mahkeme’nin geliştirdiği standartlara uygun olduğuna karar verdi ve denetim sürecini kapattı.
 
Bakanlar Komitesi, bu ülkelerdeki mevcut sistemlerden bazılarını ‘iyi örnekler’ olarak kabul ediyor ve Türkiye tarafından bunlardan yararlanılması gerektiğini düşünüyor.
 
AİHM’in Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın ihlal edildiğine dair verdiği karar sonrası Türkiye nasıl bir prosedür işlemeli?
 
Türkiye’nin yapması gerekenler konusunda, AİHM’in Gurban grubu kararları, Bakanlar Komitesi’nin diğer ülkelere dair denetim sürecinde attığı adımlar ve yaptığı değerlendirmeler bir yol haritası oluşturuyor. Buna göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Sözleşme standartlarına uygun şekilde gözden geçirilmesine imkan veren bir mekanizma oluşturulurken, şu temel ilkeler gözetilmeli:
 
- Mekanizma tarafından gözden geçirme sonrası talebe konu cezanın hafifletilmesine, indirilmesine, ortadan kaldırılmasına ya da şartla salıverilmeye kararı verilebilmeli,
 
- Cezanın gözden geçirilmesini talep edebilmek için cezaevinde geçirilmesi gereken süre 25 yıldan fazla olmamalı,
 
- Hükümlünün hayatındaki dikkate değer değişiklikler ve gelişmeler değerlendirmede dikkate alınmalı ve rehabilitasyon amaçlı olması gereken infazın, değerlendirme tarihi itibariyle sürdürülmesinin meşru bir dayanağının bulunup bulunmadığına bakılmalı,
 
- Bu değerlendirme objektif ve önceden belirlenmiş kurallara göre yapılmalı,
 
- Değerlendirmede dikkate alınacak esaslara dair düzenlemeler yeterli açıklıkta ve belirli olmalı,
 
- Hükümlüye sürece dair prosedürel güvenceler tanınmalı,
 
- Hükümlü sürece dair gereği gibi bilgilendirilmeli,
 
- İlk gözden geçirme sonrası ret kararı verilmesi halinde periyodik aralıklarla gözden geçirme sürdürülmeli,
 
- Mekanizma tarafından verilen kararın yargısal denetimi mümkün olmalı ve hükümlüye bu yola erişim hakkı verilmeli.
 
Türkiye bu kararı neden uygulamıyor? Uygulamamasına dair nasıl bir yasal dayanak sunuyor?
 
Türkiye AİHM’in verdiği kararların bireysel ve yapısal ölçüde yerine getirilip getirilmediğini, yaptığı periyodik izlemeler ile denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne 2015 yılında Öcalan-2 Türkiye kararını çevirip tüm yargı makamlarına yolladığını ve kararı icra ettiğini iddia eden bir eylem planı sundu. Abdullah Öcalan’ın avukatlarının başvurularına rağmen 7 yılda hiçbir gelişmenin sağlanamadığı dosyaya, 2021 yılı ve devamında sivil toplum örgütleri Türkiye’nin kararı uygulamadığına, yasasında değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığına, Öcalan-2 ihlal kararından sonra yani 2014’ten beri kaç müebbet ağır hapis cezası verildiğine dair bilgileri sivil toplumla paylaşmadığına, Terörle Mücadele Kanunu ile infazda eşitlik ilkesini uygulamadığına ve nihayetinde İmralı’da ağır tecrit koşullarının sürdürüldüğüne dair birden fazla kez bildirimde bulundu.
 
Türkiye manipülatif cevaplar ve eylem planı sundu ancak Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde yaptığı 1419’uncu toplantıda ‘umut hakkı’ dosyalarını gündeme aldı ve daha fazla gecikme olmaksızın mevcut mevzuatın kararlarla uyumlu hale getirilmesine ilişkin Türkiye’ye acil çağrıda bulundu. Komite, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların sayısına ilişkin bilgi talep ederek, Türkiye’nin genel tedbirlere dair benimsenen gelişmeler hakkında en geç Eylül 2022’de Komite’ye eylem planı sunmasına karar verdi. Komite’nin bu somut ve açık taleplerine karşı Türkiye’nin verdiği cevap, Ekim 2022’de bir eylem planı sunmak oldu. Hükümet esasen diplomatik bir dille, Türkiye’nin bu konuda bir değişiklik yapma planı olmadığını söyledi. Son olarak Türkiye, yine benzer argümanlarla Temmuz 2024’te bir eylem planı sundu.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin bu kararı yerine getirmemesi halinde nasıl bir yaptırımı söz konusu olur?
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Dava grubunu 3 aylık periyotlarla incelemeye alarak daha yakından izleme yapabilir. Devlet üzerindeki kararın uygulanması noktasındaki baskıyı artırmak için ara kararlar kurabilir. Ara kararlar düzenli yapılan toplantılar sonrası alınan genel kararlardan usulen daha etkilidir. AİHS’nin 46 (3) maddesi uyarınca Bakanlar Komitesi yorum sorunu dolayısıyla bir kararın uygulanmasının denetiminin tehlikeye girdiği kanaatine varırsa yorum konusunda bir karar vermek üzere konuyu AİHM önüne sevk edebilir. Bu mekanizmanın işletilebilmesi için Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyuna ihtiyaç vardır, bu nedenle de nadiren işletilir.
 
İstisnai durumlarda ihlal işlemlerinin başlatılması için AİHS’nin 46 (4). Maddesine başvurabilirler, Bakanlar Komitesi, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, devletin kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir. Bu mekanizma kararın uygulamasını sağlayacak yeni bir araç olarak 2010 yılında (AİHS’e ek 14 no.lu Protokolün yürürlüğe girmesiyle) yürürlüğe konulmuştur. (Her ne kadar, mahkemenin uygulayabileceği bir yaptırım söz konusu olmasa da). Bu mekanizma da Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyu ile harekete geçirilebilir, bu nedenle de nadiren uygulanır.

Diğer başlıklar

17:50 Özel: Maltepe Mitingi'nde cumhurbaşkanı adayımızı ilan edeceğiz
17:45 Muğla'da üniversite öğrencileri dersleri boykot etti
17:41 Xana Axpar’daki kum ocağı Meclis gündeminde
17:32 Gülistan Kılıç Koçyiğit: İktidar üzerine düşen sorumluluğu yapmalı
17:06 ‘Fuhuş Çetesi’ davası: Tutuklama talebi reddedildi
16:50 İHD’den ‘ekolojik hak ihlalleri’ raporu: Barınma hakkı hedefte
16:42 Eğitim Sen MYK’ye ev hapsi
16:38 İBB’de başkanvekili CHP’li Arslan oldu
16:23 DEM Parti AKP ve MHP'ye bayram ziyaretinde bulunacak
15:28 Gençlerden Amara yürüyüşüne videolu çağrı
15:23 İskenderun’da gözaltı ve tutuklamalara tepki
15:09 Anadolu Üniversitesi’nde boykot
15:05 Halide Türkoğlu: Kadınlar ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı etrafında kenetlenecek
14:59 Kerboran Belediye Eşbaşkanı’nın duruşması ertelendi
14:49 DEM Parti Kadın Meclisi Gelecek Partisi ile görüştü
14:36 12 kadın örgütünün X hesabına erişim engeli
14:26 Kayyım nöbetinde gözaltıların serbest bırakılması çağrısı
14:15 Erdoğan’dan ‘Heybedeki büyük turp’ açıklaması
14:04 İstanbul Barosu’ndan bilanço: 20’si çocuk 447 kişi gözaltına alındı
13:18 İHD’den İçişleri Bakanlığı’na kayyım mektubu
13:03 Dekan tehdit etti, özel güvenlik saldırdı
12:48 Adalet Bakanı: İmralı’ya aile görüşmesini değerlendiriyoruz
12:21 Eski belediye meclis üyesine 8 yıl hapis cezası
12:15 Bir yıldır yakalanmayan failin 5’inci duruşması yarın
11:59 Ankara’da gözaltına alınan öğrencilere ev hapsi
10:54 337 yazar ve akademisyenden ‘demokrasi ittifakı’ çağrısı
10:46 Beylikdüzü Belediyesi'nde başkanvekilliği görevine Serkan Çebi seçildi
10:41 Mezopotamya Ajansı'na erişim engeli
10:38 DEM Parti Grup Başkanvekili: Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez
10:24 İstanbul, Bursa ve Adana’da ev baskınları: Çok sayıda gözaltı
10:08 İzmir ve Antalya'da 20 tutuklama
09:48 Ma Music kitap kampanyasını Avrupa'ya taşıdı
09:45 Maden talanına direnenler: Toprağımızı vermeyeceğiz
09:03 Kıbrıs görüşmeleri: Türkiye çözüm istemiyor
09:01 Zürih Kent Konseyi üyesi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü refah için zorunlu
09:00 26 MART 2025 GÜNDEMİ
08:38 Türkiye Yayıncılar Birliği: Halkın demokratik taleplerine kulak verin
25/03/2025
22:19 DEM Parti ve DBP heyeti, PYD’yi ziyaret etti
21:33 İmamoğlu: ‘Askıda Fatura’ da suçmuş, dayanışmayı büyütelim
21:28 Eğitim Sen: MESEM'de 11 çocuğu mezara soktunuz, hesabını nasıl vereceksiniz?
21:09 Gözaltına alınan bin 418 kişiden 172’si tutuklandı
21:05 Mehmet Türkmen’e ev hapsi
20:59 RTÜK’ten ‘boykot’ çağrısına suç duyurusu tehdidi
20:46 MEBYA-DER, aileleri iftar programında bir araya getirdi
19:59 Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi veren kadın öğretmen açığa alındı!
19:45 Ankara’da yollar trafiğe kapatıldı
19:41 Tutuklamalar protesto edildi: Mücadele sürecek
19:15 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Halkın haber alma hakkını savunacağız
19:08 MEBYA-DER davasında 7 kişiye ceza
19:04 Tecavüz faillerine 16’şar yıl ceza: Cezasızlık teşvik sunuyor
18:25 İBB soruşturmasında inşaat şirketlerine el konuldu
18:21 Gözaltındaki 14 öğrenci serbest
18:03 Ekrem İmamoğlu'nun bilirkişi şikayetine takipsizlik kararı
17:51 Ankara Üniversitesi öğrencilerine ülkücüler saldırdı
17:43 İstanbul'da 64 kişi tutuklandı
17:40 Newroz'un son ateşi Kırşehir'de yakıldı
17:31 Belucistan'da eylemler 4'üncü gününde
17:14 Özgür Özel: Darbeye karşı direnme hakkımızı kullanıyoruz
16:46 6 günde bin 418 gözaltı
16:34 Akkuyu'da çalışanlar iş bıraktı
16:18 Avukatlardan İmralı başvurusu
15:39 Kadınlardan fuhuşa karşı yürüyüş: Hesap soracağız
15:30 7 gazeteci tutuklandı
15:24 Anadolu Üniversitesi öğrencileri eylemde
15:23 Adana'da 3 tutuklama
15:14 Dêrsim’de kayyımın işten çıkardığı işçiler eylemde
14:57 Ekolojistler ve hukukçulardan direnişteki köylülere ziyaret
14:41 DEM Parti ve DBP heyetinden Goran'a 'süreç' ziyareti
14:41 DEM Partili Sevtap Akdağ tahliye edilmedi
14:40 Üniversitelerde boykot sürüyor
14:35 Adliye önünde gözaltındaki gazetecilere destek
14:31 Tülay Hatimoğulları'ndan İmralı çağrısı
13:55 ÖHD: Baro kararından geri dönülmeli, başkanlar göreve iade edilmeli
13:52 Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri açıklandı
13:51 İmamoğlu'nu ziyaret eden Özel: Durmuyoruz
13:45 Ekolojistler: SİNPAŞ inşaatı durdurulsun
13:23 Porsuk Çayı'nda bir kadının cenazesi bulundu
13:07 Ankara'da çok sayıda öğrenci gözaltına alındı
12:47 Tülay Hatimoğulları: İkinci kritik eşiği aşması gereken iktidardır
12:02 Eğitim Sen'e soruşturma
11:45 Beyoğlu Belediye Başkanı Güney ifadeye çağrıldı
11:43 Savcı karar değiştirdi: Gazeteciler tutuklamaya sevk edildi
11:26 Menkıbe dergisinin 3'üncü sayısı çıktı
10:35 Koruculardan sınırda orman kıyımı
10:35 Yumurtaya fon kesinti oranı 1.5 dolara yükseltildi
10:11 Eskişehir'de EMEP İl Başkanı gözaltına alındı
10:06 Gözaltındaki öğrenciler adliyeye sevk edildi
09:51 Askerlerden ağaç kesimi protestosuna silahlı müdahale
09:16 Kocabıyık: Newroz'daki sese kulak verilmeli
09:07 Stewr'de görsel şölen
09:05 Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı: Yüzyıllık fırsat kaçırılmamalı
09:04 Şirnex'teki fuhuş çetesinin duruşması yarın
09:03 Ramazan ayı ekonomik kriz gölgesinde geçiyor
09:02 154 gündür 'umut hakkı'nda adım atılmadı
09:00 25 MART 2025 GÜNDEMİ
08:10 Ankara’da protestolar gece de sürdü
00:32 Ankara’daki protestoda çok sayıda gözaltı
00:22 Özgür Özel: Türkiye İttifakı ile kazandık
00:09 Gazeteci Yağız Barut gözaltına alındı
00:04 Saraçhane protestosu 6’ncı günde: Kurtuluş yok tek başına
24/03/2025
23:38 Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock'tan İmamoğlu paylaşımı
23:10 Eğitim Sen’li akademisyenlerden boykot kararı
23:03 Silopiya'da ‘Rapora Vira’ya yoğun ilgi
22:36 Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı Avustralya Parlamentosu’nda hatırlatıldı
22:28 Ebex'te şüpheli kadın ölümü
21:35 Erdoğan, CHP’nin ön seçimine ‘komedi’ dedi
20:55 Besê Hozat: ‘Umut Hakkı’ sağlanmalı, yasal düzenlemeler yapılmalı
20:46 Nasır Yağız tutuklandı
20:30 59 barodan ortak açıklama: Boyun eğmeyeceğiz
19:39 MA’nın Instagram hesabına erişim engeli
19:19 Boykottaki öğrencilere ırkçı saldırı
19:07 IPI: Saldırılar medya özgürlüğüne yönelik ciddi bir gerilemedir
18:01 BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen tahliye edildi
17:50 Ankara Valiliği, Kızılay ve ODTÜ’ye ulaşımı durdurdu
17:45 İzmir’de 104 kişi serbest
17:40 Kuzey ve Doğu Suriye’deki gençlerden ‘Anayasa Taslağı’ protestosu
17:24 Hesekê’ye SİHA saldırısı: 1 yurttaş katledildi
17:16 Mısır'dan İsrail-Filistin arasında ateşkes için yeni teklif
17:06 Kabine toplandı
16:32 bianet’in X hesabına erişim engeli
16:14 Ankara'da 3 öğrenciye ev hapsi
16:11 Belucistan’da eylemler sürüyor
15:58 Gözaltındaki avukat açlık grevinde
15:56 Gazze'de bir haftada 730 kişi katledildi
15:56 İHD'den Mansur Yavaş hakkında suç duyurusu
15:43 Elektrik akımı davasında 2 tahliye
15:37 Cizîr'de bir kadın katledildi
15:34 DEM Parti Sözcüsü: Herkes Öcalan ile görüşebilmeli
15:32 AKP'den 'Yenigün Bayramı' kararı
15:10 Kuzey ve Doğu Suriye kadın hareketlerinden yeni hamle
15:09 İmamoğlu'ndan mesaj: Dirayetliyiz
15:08 DFG'den 5 günlük basın ve ifade özgürlüğü bilançosu
15:03 CHP'nin olağanüstü kurultayının iptali için başvuru
14:33 İran ve Rojhilat'ta 15 kadın katledildi
14:07 Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma başlatıldı
13:57 'Hayata Dönüş'te 194 askere ceza istemi
13:56 Sakiro köyüne bombardıman
13:51 Solaklı'da HES için tekrar ÇED süreci başlatıldı
13:50 9 avukat gözaltında
13:46 5 günde bin 133 kişi gözaltına alındı
13:35 Birçok üniversitede okul boykotu: Cebeci'de öğrencilere ırkçı saldırı
13:05 Kayyım atanan Şişli Belediyesi'nde başkan yardımcıları istifa etti
12:49 Beyoğlu'nda yangın
12:42 DEM Parti ve DBP'den Federe Kürdistan Bölgesi'ne ziyaret
12:28 Amed’den Amara’ya yürüyüş yapılacak
12:24 ABD ve Rusya ateşkes için bir araya geldi
12:14 İki günde bin 45 saldırı
12:08 DFG ve MKG: Gazeteciler derhal serbest bırakılmalı
11:53 DEM Parti MYK toplandı
11:45 Amasra Maden Katliamı davasında sanıklara ödül gibi ceza