AMED - DEM Partili Kamuran Tanhan, cezaevinde ziyaret ettiği yüzde 92 engelli hasta tutsak Fırat Nebioğlu'nun derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Kamuran Tanhan, Diyarbakır 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan yüzde 92 engelli Fırat Nebioğlu'nu ziyaret etti. Nebioğlu'nun durumuna dair konuşan Tanhan, haftada 3 kez diyalize giren Nebioğlu'nun saçlarında dökülme başlandığını ve tedavisinin zorlaştığına işaret etti. Tanhan, Nebioğlu'nun sağlık durumunun kötüleştiğini gözlemlediğini söyledi.
Tanhan, diyalizin hijyenik bir ortamda yapılması gereken bir tedavi yöntemi olduğunu ve cezaevinin bu hijyen koşullarını sağlamadığını kaydetti. Tanhan, yemeklerin de tedavi yöntemini destekleyen bir durumda olması gerektiğine işaret ederek, "Yemek konusunda çok ifade etmedi ama 'Sürekli patlıcanlar sadece sıcak suya atıldıktan sonra getiriliyor ve yenilmeyecek düzeyde' diyordu. Fırat, tek bir çeşit yemek olduğunu ve bununda onu zorladığını, bünyesinin zayıflamasına neden olduğunu anlattı" ifadelerini kullandı.
'ATK ÖLÜME AZMETTİRİYOR'
Tanhan, ailesinin böbrek nakli için 7-8 defa başvurusu yaptığını, nakil için hijyenik bir ortamın olması gerektiğini, başvuru yapılan Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin nakil için cezaevinin gerekli hijyen koşullarına sahip olmadığı, nakil sonrası cezaevinde bulunmasının ölüm riskini artıracağı uyarısı yaptığını bildirdiğini söyledi. Tanhan, hastanelerin, tahliye ya da infaz ertelemesi durumunda naklin yapılabileceği yönünde aileye görüş bildirdiğini dile getirdi. Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin de benzer bir rapor hazırladığını vurgulayan Tanhan, "O rapor üzerine Adli Tıp Kurumu'na (ATK) sevk ediliyor. ATK, 'Ben senin hastalık kategorinde olduğunu değerlendirmem için öncelikle nakil olman lazım' demiş. Dolayısıyla bu ölüme azmettirme durumu söz konusudur. Bunu ifade edebiliriz. Bilinen bir durum; nakillerle ilgili hijyenik ortam lazım. Çok kritik ve önemli bir durum ama ATK bu durumda ne yazık ki gerekli adımı atmıyor. Diğer hasta tutsaklarda olduğu gibi art niyetle işi yokuşa sürüyor ve hasta tutsaklara yaklaşımda herhangi bir değişiklik yok" diye konuştu.
'TATİLLERDE İLAÇLAR VERİLMİYOR'
Nebioğlu'nun solunum zorluğu çektiğini, hekimlerin burun ameliyatı yapmasını önerdiğini vurgulayan Tanhan, nakil olmasından sonra ancak bu ameliyatın olabileceğinin belirtildiğini dile getirdi. Diyalize giren bir insanın burun ameliyatının söz konusu olamayacağını ifade eden Tanhan, sağlığına yönelik engelleyici tutumlara karşı Nebioğlu'nun defalarca suç duyurusunda bulunduğunu ancak her defasında "kovuşturmaya yer yok" kararı verildiğini aktardı. Bir insanın yaşamının bile bile, göz göre göre cezaevi ve ATK eliyle sonlandırılmaya çalışıldığını tespit ettiklerini belirten Tanhan, Nebioğlu'nun 3 günden fazla süren tatillerde, ilaçlarının ilk 3 gün verildiğini, sonrasında verilmediğini anlatığını söyledi.
'KÜRT HASTA TUTSAKLARA YAKLAŞIM FARKLI'
İnsani olan hasta tutsak meselesinin pazarlık konusu yapılamayacağını bundan dolayı kişi ya da kurumun insafına bırakılmayacağını belirten Tanhan, Nebioğlu'nun kardeşinin de Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulduğunu ve onunda hasta tutsak olduğunu hatırlattı. Tanhan, "Felç geçirmişti. Kısmen şimdi kendini idame edebiliyor. Onun durumu Fırat'tan daha kritik. Sadece bir ailede 2 kişinin böyle olması bile bu ülkenin ne kadar antidemokratik uygulamalarla devam ettiğini gösteriyor. 'ATK' deniliyor, 'Mevzuat öyle değil' diyor Adalet Bakanlığı, ama pratiklerini biliyoruz. Alaattin Çakıcı ATK olmadan da Eğitim Araştırma Hastaneleri'nden ısmarlama raporla tahliye edildi. Burada önemli olan niyet, dolayısıyla Kürt hasta tutsaklara yaklaşım farklı" diye belirtti.
Hasta tutsaklar meselesiyle ilgili düzenlemenin sadece Adalet Bakanlığı ya da bir siyasi partinin insafına bırakılmaması gerektiğini ifade eden Tanhan, "Dünyanın tüm demokratik ülkelerinde ve gelişmiş ülkelerin tamamında hasta tutsaklara ilişkin bağımsız kurumlar tarafından bir inceleme yapılır ve rapora göre sonuca gidilir. Türkiye'de ne yazık ki hasta tutsakların önündeki en büyük engel ATK. ATK kurulduğundan bu yana özellikle Kürt hasta tutsaklara ilişkin vermiş olduğu raporlarında bile bile ölüme terk ediyorlar. Adalet Bakanlığı ve Ceza Evleri Tevkif Genel Müdürlüğü sorumluluğunu yerine getirmeli. ATK'de görevli hekimler militan gibi hareket etmeyerek, yeminlerine sadık kalarak, davranmaları gerekir. Suç tiplerine bakılmaksızın rapor düzenlenmesi gerekir ve hasta tutsaklar için adli tıp işkencelerine son verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Heyetlerin tamamıyla bağımsız olması süreci daha da hızlandıracak. Bir an önce hasta tutsakların serbest bırakılması ve ülkenin gündeminden düşmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
MA / Müjdat Can