AMED - “Katılımcı Bütçe Bağlar Modeli”yle halkın özne olduğu bir süreci örgütlemeyi hedeflediklerini belirten Rezan Belediyesi Eşbaşkan Yardımcısı Reşat Yücel, “Mahalleliler bu süreci doğrudan sahiplenmelidir” dedi.
Amed’in Rezan (Bağlar) Belediyesi, demokratik yerel yönetim perspektifi kapsamında “Senin kentin, senin bütçen, senin kararın” şiarıyla “Katılımcı Bütçe Bağlar Modeli”ni hayata geçirdiğini 11 Haziran’da kamuoyuna deklare etti. Bu kapsamda, Bağcılar ve Kaynartepe mahalleleri pilot olarak seçildi. Ortak kararla hayata geçirilecek projeler için belediye yüzde 10 bütçe ayırdı. Belediye bu kapsamda, “Katılımcı Bütçe Birimi”ni de kurma kararı aldı.
HALKIN YÖNETİME KATILIMI
Katılımcı bütçe ile mahalledeki yurttaşların yerel yönetimlerin bütçeleme sürecine doğrudan katılımı hedefleniyor. Bu da yurttaşların karar alma sürecinden projelerin hayata geçirilmesine kadar söz sahibi olacağı bir süreci kendisiyle beraber getiriyor. “Bağlar Modeli” 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 13’üncü ve 76’ncı maddeleriyle “halkın yönetime katılım” ilkesini dikkate alıyor. Rezan Belediyesi bu modelle sadece sayısal dağılımı değil, toplumsal adalet, kadın özgürlüğü ve ekolojik dengeyi de korumayı esas alıyor.
Yaklaşık bir buçuk yıldır alt yapısı için teorik çalışmaları süren “Bağlar Modeli”ne dair belediye tarafından “Demokratik Yerel Yönetimler Perspektifi ile: Bağlar Modeli” isimli kitapçık hazırlandı. Projenin detayları, ilkeler, demokratik yerel yönetimlerin açılımı, projenin takvimlendirilmesinden aşamalarına, risklerin nasıl bertaraf edileceğine kadar detaylı olarak verili bir çalışma hazırlandı.
Kentte bulunan sivil toplum örgütleri, meslek odaları, kadın kurumları ve kent konseyi üyeleri de paydaşlar olarak çalışmada yer alacak.
Belediye’nin 2026 yılı bütçesine dahil edilecek projenin detaylarını projenin yürütücülerinden olan Rezan Belediyesi Eşbaşkan Yardımcısı Reşat Yücel değerlendirdi.
‘BÜTÇE YÖNETİLME ZİHNİYETİNİN İPUÇLARINI TAŞIR’
Hazırladıkları projelerin demokratik yerel yönetim anlayışıyla hayata geçirildiğini ifade eden Yücel, “bütçe” kelimesinin doğru kullanılması gerektiğinin altını çizdi. Bir yere ayrılan bütçenin aslında oranın yönetilme zihniyetinin ipuçlarını verdiğini dile getiren Yücel, “Bizler klasik ulus devlet belediyeciliğini aşan yerel siyaseti ve yerel demokrasi önceleyen, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir belediyecilik anlayışını savunuyoruz. O halde bütçemizin baştan sona bunların ipuçlarıyla hazırlanması gerekiyor. Bütçede ifade edilen her yatırım kaleminin muhakkak bu ilkelerden beslenmesi gerekiyor. İçinde halkın olmadığı, halkın belirlemediği, halkın istemediği hiçbir bütçeni yatırım ve koordine süreci demokratik olamaz. Dolayısıyla bu model bizim kendimizi yönetme şeklimizin, tarzımızın doğal olarak getirdiği bir zaruriyettir” dedi.
‘KLASİK KATILIMCI BÜTÇEYİ AŞAN BİR PROGRAM’
Rezan ilçesinde yoksul halkın yoğun yaşadığını aktaran Yücel, Rezan’ın doğru yönetilmesinin Amed’in doğru yönetilmesi anlamına geldiğini kaydetti. Başlatılan projenin çalışmasının 6 ay süreceğini ve bu çalışmada kentteki dinamiklerin de (baro, sivil toplu örgütü, meslek odaları, kadın kurumları) de özne olacak şekilde sürece dahiliyetinin sağlanması için çalıştıklarını kaydeden Yücel, “Paydaşlarımızın burada kurucu olduğunun altını çiziyoruz. Sadece onlardan görüş almak değil, bütçeyi oluştururken hangi projelerin hayata geçirileceği konusunda söz hakkı olması ve hatta projelerin finanse ve yürütülmesinde özne haline gelmelerini istiyoruz” diye belirtti.
Klasik katılımcı bütçeyi aşan bir model geliştirdiklerini söyleyen Yücel, “Halkın fikir beyanıyla birlikte projelere katılma, yürütme, yönetme, yerel yönetimlerde etkin söz sahibi olma gibi bir hakkı var. Demokratik yerel siyasetin taşıması gereken en önemli özellik budur. Bu radikal demokrasi perspektifiyle oluşturduğumuz bir program ve halkı, sivil toplum örgütlerini doğrudan belediyenin karar alma mekanizmalarına davet eden bir yerdedir. Hem radikal demokratik bir özelliği olması hem de kent aklından, yerel siyasetten, sivil toplum örgütlerinden doğrudan beslenmesi açısından ilerici, aydınlatıcı bir programdır” diye konuştu.
DEMOKRATİKLEŞME VURGUSU
Bu sürecin hem öğrenme hem de öğretme ile iç içe geçeceğini kaydeden Yücel, öncelikli olarak eğitimleri de belediye bünyesinde başlattıklarını belirtti. Yücel, “Doğru yerden hareket edilmesi için öncelikle belediyenin demokratikleşmesi gerekiyor. Yöneticiler olarak başta kendimizi, müdürlerimizi, birim koordinatörleri ve her bir belediye çalışanın öncelikle bu süreci kavraması, demokratikleşme ödevini hissetmesi, derinden anlaması gerekiyor. Dolayısıyla belediyeden başladık. ‘Katılımcı Bütçe Birimi’, belediye şemasında otonom bir yer aldı. Meclis kararı, başkanlık yazıları ve aldığımız hukuki tedbirlerle belediye çalışanlarının bu süreci ilkesel ve aynı zamanda yasal bir zorunluluk olarak kavraması konusunda kararlarımız oldu. Belediye içerisinde bu süreci 3 haftaya yayacak atölye ve eğitimlerle öncelikle kendi çalışanlarımızla bu süreci tüketerek, mahalle çalışmasına başlayacağız. Eş zamanlı olarak her mahalleden 15 temsilci belirliyoruz ve bu temsilciler mahallenin esnafı, fırıncısı, terzisi, bakkalı, okul aile birliklerinden veliler, öğretmenler, muhtarlarla birebir temasa geçip bir temsilciler grubu oluşturacağız” ifadelerini kullandı.
HALK TOPLANTILARI YAPILACAK
Sonraki sürecin mahalle meclisleriyle birlikte belediyenin 30 kişilik teknik ekibinin Bağcılar ve Kaynartepe mahallelerinde kapı çalışması yapacağını belirten Yücel, “Yurttaşlar halk toplantılara davet edilecek. Her aşamasıyla eğitici bir süreç öngörüyoruz. Mahallelerde belediye çalışanları yurttaşlar günlerce çalışacak. Yine sivil toplum örgütü temsilcileri aktif bir çalışma yürütecek. Sonrasında toplantılar silsilesi başlayacak. Her iki mahallede de 4 temel halk toplantısı olacak. Bu toplantılarla süreç anlatılacak, öneriler alınacak, halkın en çok üzerinde mutabık kaldığı proje 2026 yılında hayata geçirilecek” dedi.
‘ESAS MESELE HALKI ÖZNE HALİNE GETİRMEK’
Esas meselenin dördüncü halk toplantısı sonrası başlayacağını kaydeden Yücel, “Bu toplantıda mahalle temsilcilerinin de yer aldığı komisyonlar oluşturulacak. Örneğin bir kütüphane ise proje kültür ve gençlik komisyonlarımız kurulacak. 3-4 ay boyunca projenin nerede, hangi şekilde, hangi isimle hayata geçirileceğine onlar karar verecek. Yani bu projeleri inşa etme, demokratik anlayışımızı gözden geçirmemizi ve bize yeni bir demokratik süreci, halkın doğrudan kendi projelerini inşa edebileceği, projelerin yapımında rol alacak. Projelerin sonunda esas mesele halkı özne haline, söz sahibi haline getirmektir” diye belirtti.
HALKA KATILIM ÇAĞRISI
“Demokrasi bir okul gibidir ve sonsuz bir dinamiği olan bir süreç” diyen Yücel sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokrasi üzerine söz kurarken öğrenmemiz gereken çok şeyin olduğu bilincindeyiz. Bu gerçeklikle herkes kendine dersler çıkaracaktır. Bağlar ilçemizin birçok sorunu var. Bu sorunların odağında hepimiz varız. Kendimiz ile halkımız arasında herhangi bir fark göremeyiz. Halkımızın bizim ortaya koyduğumuz demokratik eli tutması, bu sürece kendini katması, komisyon ve mahalle temsilcileri için kendilerini önermelerini ve bu süreci doğrudan sahiplenmelerini çok önemsiyoruz. Bu mahallelerde yapılacak her türlü yatırım ve projenin mahallelinin isteğine göre yapacak. Bu süreci doğrudan sahiplenmelidir. Herkesi mahalle gönüllüsü olarak ortaklaşmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
MA / Berivan Altan