İSTANBUL - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Eylül'deki toplantısı öncesi "umut hakkı"na dair yeni bir bildirimde bulunacaklarını aktaran ÖHD'li Nagehan Avçil, "Umut hakkı' hukuki olduğu kadar demokratik toplum sürecine de katkı sağlar" dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Mart 2014 tarihinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini (umut hakkı) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı buldu. AİHM, Türkiye’den bu noktada düzenleme yapmasını istedi. Aradan 11 yıl geçmesine rağmen "ihlal" kararına dair herhangi bir adım atılmadı.
AİHM kararını denetleme yetkili olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AK BK), 17-19 Eylül 2024 tarihinde yaptığı toplantıda, AİHM’in ihlal kararlarını 3 yılın ardından bir kez daha gündemine aldı. Komite, gerekli önemlerin geciktirilmeden alınmasını istedi. Komite, adım atılmaması halinde Eylül 2025'teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu.
Komite'nin işaret ettiği Eylül ayına kısa bir süre kalırken, Türkiye yeni bir "eylem planı" sundu. Türkiye, Abdullah Öcalan'ı “umut hakkı"ndan muaf tuttuğunu tekrarladı.
Asrın Hukuk Bürosu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) da AK BK'ye yeni bir bildirimde bulunmaya hazırlanıyor.
'UMUT HAKKI SÜRECE KATKI SAĞLAR'
ÖHD üyesi Nagehan Avçil, devam eden "Barış ve Demokratik Toplum Süreci"ne işaret ederek, Öcalan'ın koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Nagehan Avçil, "Bu tarihi sürecin daha sağlıklı yürütülebilmesi için ‘umut hakkı'nı temin eden, Sayın Öcalan’ ın fiziki özgürlüğüne dair yasal düzenlemeler yapılmalıdır" dedi.
Nagehan Avçil, AİHM'in verdiği ihlal kararına işaret ederek, "Türk Ceza Kanununun (TCK) 47’nci maddesi, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 25'nci maddesi ile 107/16'ncı maddeleri ihlalin kaynağı olan maddelerdir. Bu noktada ihlalin sonuçlarını ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmamıştır. Yapılacak yasal düzenlemeler aynı zamanda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası sebebiyle hapishanelerde bulunan siyasi mahpusların ‘umut hakkı’ndan yararlanması koşullarını sağlayacaktır. ‘Umut hakkı’ hukuki olduğu kadar siyasi olarak da demokratik toplum sürecine katkı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
'SÜRECİN YANINDAYIZ'
"Umut hakkı" kararının 11 yıldır uygulanmadığına dikkati çeken Nagehan Avçil, kararın uygulanmasına dair çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Nagehan Avçil, AK BK’nin Eylül'deki oturumunda “umut hakkı”nı gündemine alacağını ve kendilerinin de öncesinde yeni bir bildirimde bulunacaklarını ifade etti. Nagehan Avçil, "Sayın Abdullah Öcalan'ın paradigması ile yürütülen sürecin sadece Türkiye ve Kürdistan için değil, bölgesel olarak da barış ve demokratik topluma öncülük edeceği açıktır. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için gerekli hukuki düzenlemeler ve yasal güvencelerin sağlanması aynı tarihi önemdedir. Savaşın hakim olduğu bölgede tarihi bir barışın hakimiyeti için sürece tüm demokratik kamuoyunun katkısı oldukça önem taşıyor. Bizler ÖHD olarak bu süreci özümsüyor ve her türlü katkı ile yanında duruyoruz” şeklinde konuştu.
Nagehan Avçil, şunları söyledi: "Uzun zamandır Sayın Abdullah Öcalan’ın sesinin topluma ulaşmasının toplumsal barış ve mutabakatı sağlayacağını her platformda dile getirmekteydik. Gelinen noktada Sayın Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde ortaya koyduğu ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı tarihi bir çağrıydı. Bölgesel ve küresel anlamda oldukça önemli olan bu çağrı, tarihi bir barış ve demokratik toplumun inşası adına büyük bir adımdır. 9 Temmuz tarihinde 26 yıl sonra ilk kez Sayın Abdullah Öcalan’ın kendi sesi ve görüntüsü ile topluma ulaşması toplumda büyük bir heyecan ile karşılandı. Son mesajında yer verdiği ‘Demokratik Toplum Manifestosu’ da demokratik toplumun inşasında yol gösterici olacaktır."
MA / Ömer İbrahimoğlu