ANKARA - Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin aşure programında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Eşit yurttaşlık hakkı tanımlanana dek bu mücadelemiz ortaktır" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından düzenlenen aşure programına katıldı.
Derneğin Ankara Şube binasında düzenlenen programda kısa bir konuşma yapan Tülay Hatimoğulları, "Değerli canlar, hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bugün bizleri burada aşure ve lokmada bir araya getiren Pir Sultan Abdal Derneğine teşekkürlerimizi sunuyorum. Benden önce konuşan başkanımız çok güzel ifade etti. Bu coğrafya, bu topraklar ne yazık ki halkların kanıyla, acılarıyla yoğrulmuş. Ortadoğu coğrafyası tarih boyunca neredeyse gün yüzü görmedi. Geçmiş dönemde yaşanmış çok sayıda Alevi katliamının 21. yüzyılda devam ettiğine acı acı tanıklık ediyoruz. Evet, bugün Suriye'de Alevi canlarımız son altı yüzyılın en büyük katliamlarından birini yaşadılar. Süleymaniye'de bir kadın konferansına katılmıştım. Oraya Suriye'den gelen Alevi kadın delegelerle bir arada olduk ve yaşanan katliamları onların ağzından dinledim. Resmi rakamlara göre 6 bin Alevi canımız Suriye'de katledildi. Kadın delegeler bunun en az iki katı olduğunu söyledi. O canlarımız işkenceyle katledildi ve bitmedi. Bakın, şimdi Dürzilerin üzerinden bir oyun oynanıyor ve çok büyük bir katliamın kapıları açıldı. İşte tarih boyunca bu acılara tanıklık eden, yaşayan, iliklerine kadar hisseden biz Aleviler artık bu emperyalist sistemin oyunlarına hep beraber dur demeliyiz. Bizleri bölüp parçalayan, bizleri katleden, birbirimize kırdırtan, halkları birbirine düşman eden politikaların son bulması için birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmalıyız" dedi.
'EŞİT YURTTAŞLIK İÇİN MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ'
Hatimoğulları, devamında şunları söyledi: "Değerli canlar bugün aşure. Aşurenin çok önemli bir anlamı var. Farklı malzemeler bir tencerenin içine giriyor, pişiyor. Hiçbiri kendi rengini, tadını kaybetmiyor ama ortaya yepyeni bir tat, bir lezzet çıkıyor. Bu bize gösteriyor ki Alevi canların bugüne kadar inandıkları inanç ve savundukları felsefe işte tam da budur. Farklı renklerden, farklı halklardan, farklı inançlardan insanların bir arada ve ortak yaşamının sembolüdür. Aşure bizim için aynı zamanda direnişin sembolüdür. Biz bu direnişin çocukları olarak, insanların bir beraber ama eşit ve kardeşçe yaşamasını savunmak durumundayız. Bizler bunu yapabiliriz. Bizler gerçekten korkuyu Kerbela’da bırakanlarız. Bizler “Enel Hak” diyen Hallacı Mansur’un, Pir Sultanların, Baba İshakların ve direnen canların torunlarıyız. Bizler Seyid Rızaların torunlarıyız ve onlardan öğrendiğimiz öğretiyle direnmeye devam edeceğiz. Mücadele etmeye, bir olmaya, beraber olmaya devam edeceğiz. Eşit yurttaşlık hakkının bu coğrafyada tesis edilmesi için elimizden gelen her türlü çabayı sarf etmeye devam edeceğiz.
Son olarak bir noktaya değinerek sözlerimi tamamlayacağım. Değerli canlar, Barış ve Demokratik Toplum Sürecinden geçiyoruz. Alevi canlarımızın bu sürece ilişkin kaygıları büyük. Biz bunun farkındayız, bundan emin olun. Bu kaygılarınızın hepsini boşa çıkaracağız. Gerçekten bir barış, gerçekten bir eşitlik, gerçekten bir kardeşlik sağlanan dek ve başta Aleviler olmak üzere bu topraklarda yaşayan bütün farklı halklardan ve inançlardan insanların eşit yurttaşlık hakkı temelinde bütün hakları tanımlanana dek bu mücadelemiz ortaktır. Bir olacağız, beraber olacağız. Aşk ile hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum."