ANKARA – DEM Parti, orman yangınlarına dair önleyici politikaların geliştirilmesi talebiyle Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, enerji ve orman alanlarındaki özelleştirme uygulamalarının sonuçlarının değerlendirilmesi, yangınlarla mücadelede kamusal kapasitenin zayıflamasının nedenlerinin araştırılması, ekolojik ve toplumsal kayıpların tespit edilmesi, önleyici politikaların geliştirilmesi talebiyle Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi.
Önergede, 2025 yılının ilk 6 ayında Türkiye genelinde 3 bin 181 yangının meydana geldiği, bunlardan bin 351’inin ormanlık alanlarda, bin 830’unun ise orman dışı alanlarda kaydedildiği ifade edildi. Öte yandan yangınların yüzde 25’inin “28 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında 10 günlük bir zaman diliminde” yoğunlaştığı vurgulandı.
KAMUSAL KAPASİTE ZAYIFLADI
Önergede, özelleştirme politikalarının yangınlara müdahale kapasitesini zayıflattığı, eğitimli personel, lojistik destek ve kamusal hazırlıkların yetersiz kaldığı ifade edildi. Buca Orman Yangın Eğitim Merkezi’nin 2018 yılında kapatıldığı, Belek Orman Yangın Üssü’nün ise “turizm rantına açılarak” otel alanına çevrildiği belirtildi.
Ormanların müşterek yaşam alanları olarak değil “milli servet” ya da “rant alanı” olarak görüldüğüne dikkat çekilen önergede, "Bu durum, müştereklerin savunulmasını da tehlikeye atmakta; sorunun kaynağında olan sermaye birikim politikalarının görmezden gelinmesine yol açmaktadır” denildi.
‘DENETLENEBİLİR VE HESAP VEREBİLİR BİR SÜREÇ’
Önergenin devamında şunlar kaydedildi: “Tüm bu nedenlerle, yaşanan yangınların yalnızca doğal afet değil; ihmaller, piyasa öncelikli politikalar ve kamusal kapasite eksiklikleriyle derinleşmiş yapısal bir kriz olarak ele alınması zorunludur. Artan orman yangınlarının çok yönlü nedenlerinin ortaya konulması, enerji ve orman alanlarındaki özelleştirme uygulamalarının etkilerinin incelenmesi, yangınlarla mücadelede kamusal kapasitenin neden zayıfladığının araştırılması ve yaşanan ekolojik kayıpların belirlenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, yangınlar nedeniyle yaşamını yitiren emekçilerin ve yurttaşların yakınlarına yönelik zarar tazmini mekanizmalarının oluşturulması, doğayla uyumlu arazi yönetim modellerinin hayata geçirilmesi, yerel toplulukların bilgi ve deneyimlerinin önleyici politikalara entegre edilmesi, ormancılık eğitimlerinin yeniden kamusal temelde yapılandırılması ve tüm bu süreçlerin şeffaf, denetlenebilir ve hesap verebilir biçimde yürütülmesi elzemdir.”