WAN - Çocuk haklarını korumak ve çocuklara destek vermek amacıyla kuruluşunu ilan eden Wan Çocuk Hakları Dayanışma Ağı, 7 kurumun ortak çalışmasıyla faaliyet yürütüyor.
Türkiye ve Kürdistan’da 2025 yılı toplumsal eşitsizliklerin ve ekonomik krizin derinleştiği bir yıl oldu. Çocuklar için de bu durum daha derin yaşandı. Temel hizmetlere erişimde aksayan mekanizmalar, büyüyen çocuk yoksulluğu ve giderek derinleşen ekonomik kriz açıklarına kadar birçok alanda çocuklar kaderlerine terk edilmiş durumda. Wan’da çocuk haklarını korumak ve çocuklara destek vermek amacıyla 22 Kasım 2025 kurulan Wan Çocuk Hakları Dayanışma Ağı, 7 kurumun ortak çalışmasıyla faaliyetlerini sürdürüyor.
Wan Çocuk Hakları Dayanışma Ağı üyesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şube Yöneticisi Avukat Sedat Kula, ağın çalışmalarını ve kuruluş amacı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ve Kürdistan’da dezavantajlı gruplardan biri olan çocuklar için sivil toplum alanında yeterli çalışmaların olmadığını söyleyen Kula, sivil toplum örgütlerinin çocuklar açısından yalnız kaldığını vurguladı. Kula, “Çocuklarla iletişim yoktu, pedagog eksiği hissediyorduk. Bu anlamda bir iletişim sağlayamıyorduk. Şehirdeki çalışan sağlıkçılar, eğitimciler, hukukçular, bu ağın işlevsel ve çocuklara erişebilirlik noktasında net adımlar atılması noktasında bir araya geldik. Okullardaki rehberlik hocaları keza eğitimciler bir çocuğu dinlediğinde, bir vaka ile karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Bu açıdan yapılan çalışma çok önemli ve elzem bir durum” dedi.
‘BİR ARAYA GELEREK BU AĞI KURDUK’
Ağın bir vaka ile karşılaştığında uygun çözüm yolunu bulup ona göre hareket edeceğini ifade eden Kula, “Özellikle Wan’da şiddetle mücadele ağı ve Wan Kadın Platformu’nun kuruluşundan sonra çalışmalarının çok daha etkin olduğunu gördük. Wan’da çocuk hakları alanında çalışan kurumlar bir araya gelerek bu ağı kurduk. Yine başka kurumlara da davetiye göndererek ağın içerisinde yer almalarını isteyeceğiz. Ağda, çocuk hakları ile ilgilenen, eğitimciler, hukukçular, basın ve aktif dernekler yer alıyor. Ağı yeni kurduk, plan ve projelerimiz hem önleyici hem de destekleyici çalışmalardır. Destekleyici kapsamında ise bir vaka ile karşılaştığımızda anında müdahale, anlamında destekleyici ve önleyici adımlar atılacak. Ailelere ve çocuklara yönelik eğitimler yapmayı planlıyoruz. Toplumdaki bazı kesimlere yönelik de eğitimler gerçekleştirmeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu.
‘DEVLET POZİTİF YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMİYOR’
Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve kentin dinamikleri ile de proje kapsamında görüşmeler yaptıklarını aktaran Kula, Wan’da gezip gördükleri eksiklere dair aktarımlarda bulunacaklarını vurguladı. Kula, “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin en temel sözleşmedir ve birçok devletin taraf olduğu bir sözleşmedir. Çocuğun yaşam hakkı, barınma, güvenli bir gelecek ve eğitim hakkı kutsaldır. Devletin bu anlamda pozitif hükümlülükleri var. Türkiye bu sözleşmenin birçok maddesine çekince koymuş. Mesela anadilinde eğitim hakkı konusunda çekincesi var. Oysa anadilde eğitim hakkı çocuğun en temel insani haklarından biridir. Çocuk ‘işçiliğinden’, aile içi şiddete kadar toplumda birçok alanda çocuklar istismara maruz kalıyor. Wan’ın kırsal kesimlerinde çocukların eğitim noktasında bile ciddi sorunları var. MESEM’lerde sadece Ocak 2025 ve Kasım 2025 arasında 85 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetti. Bu ciddi bir rakamdır. MESEM’ler ciddi bir sömürü aracına dönüştü. Her toplumda olduğu gibi savaş mağduru çocukların, yine göçmen çocukların eğitim ve barınma hakkı hata sağlıklı bir yaşam sürdürme hakkının ihlal edildiğini görüyoruz” diye belirtti.
‘ÇOCUKLAR EN TEMEL HAKLARA BİLE ULAŞAMIYOR’
Çocukların en temel haklarına erişim noktasında da ciddi sorunlar yaşadığını kaydeden Kula, dezavantajlı gruplar içerisinde özel gereksinimli çocukların olduğunu ve hayatın olağan akışında zorluklar çektiğini belirtti. Kula, “Kayyım eli ile yönetilen Wan’da çocukların kullanabileceği doğru düzgün engelli yolu bile yok. Özel eğitim alanlarında bile eksiklik yaşanıyor. Bu eksikliklerin giderilmesi için mücadele edeceğiz ve kurumlarla gerekli görüşmeyi yapacağız. Türkiye'de yıllardır gelen eğitim müfredatına baktığımızda çocuklara militarizm aşılanıyor. Çocukların savaştan uzak, sevgi dolu bir dünyada büyümeleri gerekiyor” diye konuştu.
MA / Özlem Yacan
