İSTANBUL - Rıza Şehri Akademisi, Alevilik hafızasına ve tarihsel hakikatine dair manipülasyon ve asimilasyon politikalarına karşı Alevi Ansiklopedisini oluşturdu.
Almanya’nın Dortmund kentinde 2023 yılında faaliyete geçen Rıza Şehri Akademisi, Aleviliğe ilişkin bilimsel bilgi üretimine katkı sağlamak amacıyla araştırma, eğitim ve akademik çalışmalar yürütüyor. Hakikat Vakfına bağlı Dortmund ve Çevresi Alevi Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansla kurulan akademi; öncelikle semah, saz, folklor ve dil kursları vermekle çalışmalarına başladı.
Akademi şimdilerde ise önemli bir çalışmaya imza attı. Bugüne kadar Aleviliğin kültürünü, inancını, tanımını ve tarihini egemenlerin ve iktidarların belirlemesine/yazmasına karşı, Alevi inancının tarihini, felsefesini, teolojisi, mitolojisi, ritüel ve sosyal- kültürel değerlerini araştırmak, incelemek, açığa çıkan verileri korumak, gelecek nesillere aktarmak ve uluslararası literatüre kazandırmak için Alevi Ansiklopedisi’ni oluşturdu. Çalışma, Alevilik hafızasına ve tarihsel hakikatine dair manipülasyon ve asimilasyon politikalarına karşı Alevilerin ilk kez birlikte kendi bilgi üretiminin bir girişimi olması açısından önemli bir yerde duruyor.
Alevilerin temel başvuru kaynağı olmasının hedeflendiği ansiklopedi, “Yol Bir Sürek Binbir” hakikatinden hareketle Alevi toplumunun çok dilli, çok kültürlü yapısını esas alan, Aleviliği tüm boyutlarıyla resmetmeyi hedefliyor.
Rıza Şehri Akademisi’nden olan Demir Çelik, Alevi Ansiklopedisi çalışmasının detaylarına ve geleceğine dair sorularımızı yanıtladı.
Rıza Şehri Akademisi’nin temel misyonu nedir? Alevilerin bugün hangi ihtiyacını karşılamaya dönük kuruldu?
Rıza Şehri Akademisi, Dortmund’a 2018 yılında eski bir okulun satın alınıp, tadilatından sonra akademiye dönüştürülmesi ile oluştu. 2022’den bu yana da öncelikle bir kısım kurslarla başlayan faaliyeti söz konusu oldu. Saz kursu, dil kursu, folklor gibi… Ancak bilimsel, özgün ve özerk bir akademinin önemini hissediyor olmamızdan hareketle, bunun yeterli olmayacağını, dolayısıyla da devlete bulaşmamış, devlet ve iktidar dışı bir inancın, hak ve hakikatinin tarihselliğini araştırmaya yönelten bir yaklaşımla, 2024’te Rıza Şehri Akademisi’ni yeni bir çerçeve, yeni bir siyasal misyona bağlı kalınarak, açılışını gerçekleştirdik. O günden bugüne önemli konferanslar, sempozyumlar, çalıştaylar, halk buluşmaları gerçekleştirdik.
Yine Alevilik üzerine yazan, çizen, araştıran başta bilim insanları olmak üzere; yazarlar, sanatçılar buluşması yaptık. Rıza Şehri Akademisi olarak yapmak istediklerimizi, amacımızı ve temel hedeflerimizi bu kesimlerle paylaşıp, onlarla ortaklaşma iradesi ve niyetinde olduğumuzu beyan etmemizle beraber, önemli çerçeveye, formata kavuşmuş bulunuyor. 2024’ün açılışından hemen sonra 6 ay boyu kesintisiz her hafta 200 kişinin katıldığı, Alevilik inancı üzerine dersler vermeye başladık. Bu dersler online üzerinden takip edilebilecek derslerdi. Rıza Şehri Akademisi, çalışma mekanına dönüşmüş bulunuyor.
Tartışırken sadece Alevi derslerini vermenin yeterli olmadığını, karşımızda koskoca devasa bir devlet organizasyonunun pratikleri ve buna karşı alternatifler oluşturmanın gerekliliğini düşündük. Özellikle 2022 yılında, Alevi Bektaşi Kültür Cemevi Başkanlığını kurmayı ve bu başkanlığı da Kültür Bakanlığı’na bağlayıp Aleviliği bir kültürel öğeye indirgemeye çalışmaları, Alevi cemhanelerini devlete bağlama gibi bu girişimlerinin eğer önü alınmazsa, çok daha büyük tehlikeler arz edeceğini tespitinde bulunduk. Bu nedenle Rıza Şehri Akademi yönetimi olarak mevcut kültürel soykırıma itiraz etmenin yeterli olmadığını, itirazın meşru olduğunu ancak kendi seçeneklerimizi, alternatiflerimizi oluşturup, toplumsallaştırmamız gerektiğine karar verdik.
Akademi, Alevilik ile ilgili hangi sorulara cevap bulmak üzerinden bilimsel çalışmalarını yürütüyor?
“Kimiz”, “Nereden geldik”, “Aleviliğin diğer inançlarla-dinlerle ilişkisi ve çelişkisi nedir?”, “Coğrafyamız nedir”, “Etimoloji ile ilişkimizin nedir” gibi sorular üzerinden hakikatleri açığa çıkarmayı amaçlıyor.
Alevi Ansiklopedisi’ni oluşturma fikri nasıl oluştu?
Mevcut soykırım girişimlerinin karşısında, kendi hakikatlerimizi, hakikat değerlerimizi sahiplenmenin gerekliliğine inandık. Bu vesileyle 2023’ün ikinci yarısından itibaren bir Alevi Ansiklopedisini kaleme almanın, yazmanın anlamlı ve değerli olacağını düşündük ve onun kararıyla arayışlara girdik.
Kendisini Rêya Heq olarak gören Alevilerin, Alevilik üst çatısı altında onun değerlerinin, kurumlarının, söylemlerinin, deyişlerinin, nefeslerinin, ritüel ve sembollerinin karartılmak istendiği gerçeğiyle yüzleştik. Bunun böyle sürmesi halinde Aleviliğin mevcut asimilasyon ve kültürel soykırım ile kendi hafızasını kaybedeceği, başkalaşmaya uğrayacağı, tarihsel belleğinin ortadan kaldırılacağı tehlikesi ve riskinde neler yapılması gerektiğini yönetim olarak enine boyuna tartıştık.
Alevi olmayan Türkçü, İslami değerlere sahip ideologların kaleme aldıkları yazılar, onların tariflediği, çizdikleri çerçeveye milyonlarca Aleviyi hapsetmek istiyorlar. Buna karşı itirazlar var ama yetmiyor. Çünkü eğer akademi bilimsel bir çalışmayı yapacaksa, özgün, özerk çalışmasıyla hakikati açığa çıkaracaksa herhangi bir erke, uluslararası sermaye grubuna dayanmaksızın özgün özerkliğini koruyarak, bu hakikati araştırması gerektiğini fark ettik. Mevcut soykırım girişimlerinin karşısında, kendi hakikatlerimizi, hakikat değerlerimizi sahiplenmenin gerekliliğine inandık. Bu vesileyle 2023’ün ikinci yarısından itibaren bir Alevi Ansiklopedisini kaleme almanın, yazmanın anlamlı ve değerli olacağını düşündük ve onun kararıyla arayışlara girdik.
Bu çalışmada kimler yer alıyor?
Bilim insanlarına ulaşmaya çalıştık, niyetimizi kendilerine paylaştık. Sınırlı sayıda ulaştığımız bilim insanları projeyi değerli ve anlamlı bulduklarını, dolayısıyla da Rıza Şehri Akademisiyle birlikte bu çalışmanın bir parçası olacaklarını söylediler. Kaygıyla, endişeyle, kuşkuyla mesafe koyanlarda oldu. Ancak sınırlı sayıda da olsa bilim insanlarının dahil olduğu yayın kurulu oluşturduk. Akademi yönetiminden üç kişinin de içinde olduğu toplam 7 kişilik bir yayın kurulu oluştu. Bir kısım araştırmalar, yoğunlaşmalar, tartışmalar neticesinde, 2024’ün 27 Nisan’ında “Aleviler kendi ansiklopedisini yazıyor” şiarıyla start verdik.
Aleviler üzerine araştırma yapmış, kitap basmış, bu konuda uluslararası literatürde hakemliğini yapabilecek sıfatı kazanmış İngiliz, Alman, Fransız, Türk, Kürt, Arap olmalarına bakılmaksızın sadece Alevilik üzerine çalışma yürütmüş 140 civarında bilim insanı ile temas kurduk. Ve aralarında antropolog, sosyolog, tarihçi, felsefeci, coğrafyacının olduğu 70 civarında bilin insanı şuanda Rıza Şehri Akademisi’nde Alevi Ansiklopedi Danışma Kurulu’na kabul edildi. Bu 70 bilim insanından önemli bir kısmı 2 Temmuz’da açtığımız Alevi Ansiklopedisine 60 maddeyle ellerindeki bilgi belgeleri bize sunmuş bulunuyorlar.
Peki sadece bilim insanları ya da Alevilik üzerine çalışma yürütüp kitap basanlar mı bu çalışmada yer alıyor?
Hayır. Bunun yeterli olmadığından hareketle, özgün ve özerk olan Rêya Heq inancının yol önderleri dediğimiz, Pirlerin, Raybelerin, Anaların da söz kurmasını gerektiğine inandık. Otantik inanç değerlerini kırda, köyde, kasabada yaşayan ve bugünlere sır olarak aktaran bu yol önderlerin de Alevi Ansiklopedisine de yer almalarını hayati önemde bir konu olduğundan hareketle 11 Mayıs’ta da Pirler-Analar çalıştayını düzenledik.
Bilim insanının 60 madde ve tematik konularının yanı sıra, yaklaşık 58 Pir videosu da ansiklopedinin web sitesinde var. Bu videolar, ‘Cem nedir’, ‘cemaat nedir’, ‘sır nedir’, ‘hakikat nedir’, ‘ziyaret nedir’, ‘kadın inanç ilişkisi, inanç-devlet ilişkisi nedir’ gibi konularda yol önderleri de söz kurdular. Benzeri çalışmaları hem İstanbul hem de Dersim’de yapmak istiyoruz.
Ansiklopedi çalışması diğer Alevi örgütleri/hareketlerinde ilgi gördü mü? Bu konuda ortaklaşmalar oldu mu?
Startını vermeden önce, her sürekten Aleviye ihtiyaç olduğu tespitiyle, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Almanya Alevi Birlikleri Konfederasyonu başta olmak üzere Türkiye’de Demokratik Alevi Dernekleri, Hacı Bektaşı Veli Federasyonu, Alevi Kültür Dernekleri gibi çoklu Alevi örgütlerine de ulaştık. Bu niyetimizi kendileriyle paylaştık ve 27 Nisan’daki starta kendilerini de davet ettik. Ancak yeterli duyarlılık ve ilgi gösterilmedi. Sınırlı sayıda canlarımız, Alevi hareketi temsilcisi arkadaşlarımızın yanı sıra daha çok ağırlıklı olarak, Maraş Girişimi’nin, Uluslararası Kürecikler Meclisi’nin, Koçigirler İnisiyatifi’nin, Varto Karakoçan gibi yerel derneklerin ilgisine mazhar olduk. O ilgiyle beraber startını verdik. Startını verdiğimizden bu yana da çalışmada önemli bir aşamaya geçmiş bulunuyoruz.
Ansiklopediye şuan “Alevi Ansiklopedisi” web sitesinden ulaşılabiliyor. Sadece dijital platformda mı kalacak, yoksa basılı bir kaynağa dönüşecek mi?
Öncelikle biz Alevi Ansiklopedisini dijital olarak kurduk. 2 Temmuz’da da bunu kamuoyuyla paylaştık ve kamuoyunun erişimine açtık. Şuanda Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dilde yayın mevcut. Ayrıca kaynak olarak da basmayı hedefliyoruz.
Türkçe ve İngilizce dışında farklı dillerde olacak mı?
İngilizce, Fransızca, Almanca, Kurmancî ve Kirmançkî dillerinde hem dijital platformlarda hem de canlarımızın kütüphanelerinde bulundurabilecekleri bir kaynak olsun istiyoruz. Şu anda yayın kurulunun girişimleriyle son 10 aydır önemli ölçüde bilim insanlarına ulaştık.
Akademi, ansiklopedi çalışmasının dışında başka hangi çalışmaları önüne koydu?
Alevi Ansiklopedisi ile sadece mevcut soykırıma karşı söz kurmakla yetinmeyeceğiz. Aynı zamanda Alevi Ansiklopedisini, UNESCO’nun bünyesinde bulunan Kaybolan Dilleri ve Kültürleri Koruma Komitesi’ne müracaat ederek, uluslararası bir güvence edinmek istiyoruz. Benzeri bir çalışmayı, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Devletsiz Halkların Haklarını Koruma Komitesi üzerinden Alevi inancının özgün olduğu, bu özgünlüğün de uluslararası literatürde güvenceye tabi tutulmasını yürütmek istiyoruz. Sıradan bir kaynak olmaktan öte binlerce yıldır devletin yanı başında devlete rağmen iktidara bulaşmamış, bu özgünlüğünü ağır bedellerle taşıyan yol önderlerinin söylemiyle, biz yarınlara, tarihe not düşmek istiyoruz.
Yine 10-11-12 Ekim tarihlerinde Dortmund’da Rıza Şehri Akademisi olarak uluslararası bir sempozyum gerçekleştireceğiz. Şu anda danışmanlık yapan kurulun yer alacağı sempozyumları da Alevi Ansiklopedisinin eteğe kemiğe bürünmesinin ikinci aşamasını da gerçekleştirmiş olacağız.
Önümüzdeki sonbahardan itibaren ise sertifikalı eğitimlere başlayacağız. Türkiye’deki yüksekokul dengi Alevilik eğitimini vermeye başlayacağız. Bu eğitimi alan kişiler sertifikalı, diplomalı kişiler olarak başkalarına başka yerlerde eğitim vermeye başlayacaklar. Eğitimi doğrudan yaygınlaştıran, bu eğitim üzerinden Alevileri kendi hak ve hakikatleri üzerinden örgütlenmelerini sağlamak istiyoruz. Bu çalışmaları Almanya’da birtakım üniversitelerle paralel olarak yapmak istiyoruz. Üniversitelerin olanak ve imkanlarıyla bizim yapmaya çalıştıklarımızı ortaklaştıran bir anlayışla, sürece yaklaşmak istiyoruz. Kirmançkî dili ortadan kaybolma riskini taşıyor. Biz akademide, kreşten anaokuluna kadar anadilde eğitimi önemseyen bir çabanın da sürdürülmesini arzu ediyoruz. Bütün bunlar olanaklar dahilinde şu ana kadar yürütüldü. Ama daha kapsamlı, sonuç alıcı bir çalışmanın yürütülebilmesi için uluslararası fon ve projelerden yararlanıp hepsini oluşturmuş bulunuyoruz. Önümüzdeki aylarda çok daha nitelikli akademik faaliyeti hep beraber görmüş oluruz.”
MA / Diren Yurtsever