Sonay Bayramoğlu: Belediyeler kent yönetimi olmaktan çıktı

img
ANKARA - Uluslararası Yerel Yönetimler, Emek ve Demokrasi Sempozyumu'nda konuşan Sonay Bayramoğlu, 1980 askeri darbesinin belediyeler üzerindeki etkisine değinerek, “Belediyeler kent yönetimi olmaktan çıktı" dedi. 
 
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) 2'nci Uluslararası Yerel Yönetimler, Emek ve Demokrasi Sempozyumu'nu Hotel İçkale otelinde düzenledi. Sempozyuma uluslararası alanda yerel yönetim ve yerel demokrasi çalışmaları yürüten isimlerin yanı sıra, belediye eşbaşkanları, akademisyenler, yerel demokrasi ve yerel yönetimler alanında çalışma yürüten düşünürler, yerine kayyım atanan belediye eşbaşkanları, aydın, yazar ve gazeteciler katıldı. 
 
Sempozyumun “Türkiye’de yerel yönetim sistemi neden ve nasıl değişmeli?” başlığıyla gerçekleştirilen 3’üncü oturumunda konuşan Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Sonay Bayramoğlu, 1980 askeri darbesinin belediyecilik üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “İstanbul’dan, Adana’dan tutun İzmir’e kadar belediye başkanları hapishanelere atılmıştır, tutuklanmıştır ve belediyecilik büyük bir sekteye uğramıştır. Bu dönem aynı zamanda bütün dünyada da neoliberal politikaların devreye girdiği, kamu iktisadi teşekküllerinin özelleştirdiği, özelleşmenin hem yerel hizmetlerde hem kamu hizmetlerinde belirgin bir tercih olduğu dönemdi” dedi.
 
‘KENT İLE İL SINIRI ÇAKIŞTIRILDI’
 
Belediye sistemlerinin 2000’li yıllardaki haline değinen Sonay Bayramoğlu, “2008 yılı büyükşehir belediyelerinin sınırlarının değiştirilmesi, küçük belediyelerin ekonomik gerekçelerle kapatılmasının yavaş yavaş başladığı bir dönemdi. 2012’de bunun 6360 sayılı yasa ile adı kondu. Kent ile il sınırı çakıştırıldı. Dolayısıyla artık belediyeler kent yönetimi olmaktan çıktı” şeklinde konuştu.
 
‘İNSAN EN FAZLA YEREL YÖNETİMLERE İHTİYAÇ DUYUYOR’
 
Ardından konuşan Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ali Mert Taşcıer, mevcut sistemin katılımın önünü tıkayan bir yapıya dönüştüğünü söyledi. “Sandık fetişizmine dönüşen bir demokrasi algısı var” diyen Taşcıer, sözlerine şu şekilde devam etti: "Emekçinin korunması, emekçi emeğin korunması noktasında topyekûn bir şey yapmak gerekiyor. Belediyelerin insan odaklı olması gerekiyor. Sadece hizmet ettiği kişiye değil, çalışanında da insan odağını yaratabilmek lazım. Şu anki sistem bu anlamda çürümüş durumda. Eşit, adil hizmet sunman lazım. Bunun için irade lazım. Bu işin çözümü siyasi iradede biter. Bir insan ana karnına düştüğü günden toprağa düştüğü güne kadar en fazla yerel yönetimlere ihtiyaç duyuyor.”