WAN - Gimgim’de düzenlenen “Kadın ve Doğa, Kültür Festivali”ne katılan kadınlar, yeni süreçte tüm kadınların sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirterek, “Özgür kadınla özgür bir toplum inşa edilebilir” dedi.
Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesinde “Özgür kadın, doğa ve kültürle demokratik topluma” şiarıyla 29-30 tarihlerinde düzenlenen “Kadın ve Doğa, Kültür Festivali”ne kadınların mücadele ruhu damgasını vurdu. Gimgim'da 10 Ağustos 2015 tarihinde çıkan bir çatışmada yaşamını yitiren ve bedeni teşhir edilen Kader Kevser Eltürk (Ekin Wan) ile katledilen kadınlara atfedilen yürüyüşle başlayan festival, iki boyunca çeşitli etkinliklerle devam etti.
Festivalde buluşan kadınlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na dikkat çekerek, devletin artık adım atması gerektiğini belirtti.
SAVAŞIN OLMADIĞI BİR ÜLKE
“Barış”ın çok anlamlı bir kelime olduğunu belirten Müzeyyen Işık, “Barış, kadındır, yaşamdır. Kürtçede savaş ve barışın köküne baktığımızda savaş erkek, barış dişildir. Savaş erkek egemenlerin doğasında vardır fakat barış kadını yaşamla birleştiren bir kelimedir. Kadın yaşamı savunandır. Şimdi kadınlarla beraber bir barış inşa edilmek isteniliyor. Silahlar bırakıldı şimdi devlet ve iktidarın da artık savaşı sonlandırıp, bir adım atması gerekiyor. Savaşın olmadığı bir ülkede herkes refah içerisinde yaşar. Hem ekonomik kriz düzelir, hem de erkek şiddetinden kurtulur. Bu süreci başlatana ve yürütene şükürler olsun” diye belirtti.
KADINLAR ÖNCÜ OLMALI
Festivale katılan Gülbeyaz Mıhçı, Abdullah Öcalan’ın başlattığı barış sürecin kadınlara umut olduğunu söyledi. Ancak sürecin muhataplarından devlet ve iktidarın hala somut bir adım atmadığını hatırlatan Gülbeyaz Mıhçı, “Artık bu topraklara barışın gelmesi gerekiyor. Cezaevlerinde binlerce evladımız, arkadaşımız var. İlk adım cezaevlerinin kapılarının açılması olmalıdır. Uzatılan barış elinin sımsıkı tutulması gerekiyor. Bu zamana kadar adım atmayan bir devlete nasıl güvenebiliriz? Güvenmiyoruz. Kadınlar bu süreçte öncü olmalı, sorumluluğu üstlenmeli. Barış için kadınlar canlı kalkan olmalı. Çünkü bu barış özgürlüğü getirecektir. Hala saldırılar sürüyor, cezaevlerinde hak ihlalleri devam ediyor. Devlet adım atmalı ki biz de güvenebilelim” ifadelerini kullandı.
ÖZGÜR KADIN ÖZGÜR TOPLUM
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna açıklanan “Barış ve Demokratik Toplum Çağırısı”na dikkat çeken Seçkin Tunç, bu çağrının özellikle gençler ve kadınlar için önemli bir yol haritası olduğunu söyledi. Seçkin Tunç, şöyle devam etti: “Önderliğimiz bir barış çağrısı yaptı. Bizler, özellikle genç kadınlar, özgür bir toplumun inşasından çok umutluyuz. Ancak devletin bu süreçteki yaklaşımı güven verici değil. Hala savaşta ısrar eden saldırıları tedirginlik yaratıyor. Önderlik bizden özgür kadın olmamızı istiyor. Çünkü özgür kadın olursa, özgür toplum da inşa edilir. Gençler olarak demokratik bir toplum ve özgür bir yaşam istiyoruz. Bu da ancak onurlu bir barışla mümkündür.”
‘ABDULLAH ÖCALAN’A İNANIYORUZ’
Devletin devam eden saldırılarına tepki gösteren Emine Engüdar, Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve PKK’nin “mücadeleyi sonlandırma” kararının üzerinden aylar geçtiğini hatırlatarak, devletin sessizliği bozması gerektiğini belirtti. Emine Engüdar, “Halen Kürdistan dağlarında silahlar patlatılıyor, bombardıman oluyor. Ne yazık ki halen bir adım atılmamış. Kürt tarafı üzerine düşen görevleri yaptı. Eğer onlar bir adım atarsa biz iki adım atarız. Bütün halklar şu an devletin atacağı adımı bekliyor. Artık bizi kandıramazlar, eski süreç değil bu. Yapılan görüşmelerden çıkan ruhla barışa sarılıyoruz. İnancımızı Abdullah Öcalan’dan ve halkımızdan alıyoruz. Bütün acılara rağmen barışı savunmaya devam ediyoruz. Bütün halkımızın bu süreç için çabalaması gerekiyor” diye belirtti.
MA / Ruken Polat