İktidara İsrail çağrısı: Hamaseti bırak, ticareti kes 2025-10-04 18:42:54 AMED/ANKARA – İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının protesto edildiği açıklamalarda, iktidara, “Gün somut adımlar atma, Netanyahu hükümeti ile diplomatik, ticari ve askeri ilişkileri derhal keserek Filistin halkının yanında olma günüdür” çağrısı yapıldı.  Amed Emek ve Demokrasi Platformu İsrail’in Gazze’ye dönük saldırılarını, Ofis Semti’nde bulunan AZC Plaza önünde gerçekleştirdiği açıklamayla protesto etti. “Sumud filosunun yanındayız. Barbarlık yenilecek, direnen halklar kazanacak” pankartının açıldığı açıklamaya siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisi çok sayıda kişi katıldı.   Açıklamayı platformun Dönem Eşsözcüsü Güneş Özel okudu. Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosunun, uluslararası sularda Netanyahu hükümetinin askeri gemilerinin saldırısına uğradığını, sivil gönüllülerin ise zorla gözaltına alındığını hatırlatan Güneş Özel, “40’tan fazla ülkeden yüzlerce gönüllünün içinde yer aldığı bu barışçıl girişime dönük saldırı, yalnızca uluslararası hukukun ihlali değil, insanlığın ortak vicdana yapılan bir darbedir” dedi.   Gazze’nin 18 yıldır uluslararası hukuka aykırı olarak ağır bir ablukayla kuşatma altında olduğunu dile getiren Güneş Özel, “İki yıldır süren ve artık bir soykırıma dönüşmüş savaşla birlikte işgalci Netanyahu hükümeti, bombaların ve mermilerin yanı sıra açlığı ve yoksunluğu da bir silah olarak kullanmaktadır. Hastanelerin ilaçsız bırakılması, çocukların açlıktan ölmesi, en temel yaşam malzemelerinin dahi ülkeye sokulmaması, bu ablukayı şiddetin her türlüsünü yaşandığı bir insanlık trajedisine dönüştürmektedir. Sumud Filosu’na yapılan müdahale, yalnızca insani yardımı engelleme değil, dayanışmayı ve küresel adalet mücadelesine de yapılmış açıktan bir saldırıdır” tepkisinde bulundu.   ‘KARARLILIK FİLOSU'   Güneş Özel, konuşmasına şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl Madleen ve Handala gemilerinin aynı şekilde engellenmesi hala hafızalarımızdaki yerini korumaktadır. AKP iktidarının 2016’da İsrail ile ‘normalleşme’ adına Mavi Marmara davasını düşürerek bu katliamı kapatmaya çalıştığı da unutulmamalıdır. Sumud Filosu ise tüm bu engellemelere karşı dünyanın dört bir yanından halkların barışçıl iradesini taşıyan, tarihe geçen yeni bir girişimdir. Filo’nun silahsız ve gönüllü insanlardan oluşması, iki temel mesaj taşımaktadır: Birincisi, güç dengesinin ne kadar eşitsiz olduğuna bakılmaksızın, Siyonist işgal ve ablukaya meşruiyet tanınmaması gerektiği, ikincisi ise, devletlerin suç ortaklığına karşı halkların ortak eylemleriyle tarihin akışına yön verilebileceğinin gösterilmesidir. Sumud, Arapçada ‘sebat’ ve ‘kararlılık’ demektir; bu filo, adının hakkını vererek dünyanın gözü önünde İsrail’in her şeye mutlak gücü olmadığını kanıtlamıştır.”   Sumud Filosuna Netanyahu hükümeti tarafından yapılan saldırının aynı zamanda kendilerine yol gösterdiğini sözlerine ekleyen Güneş Özel, “Devletler ve uluslararası kurumlar sorumluluklarını yerine getirmeyip sessiz kalsa da, halkların dayanışması Filistin direnişini güçlendirmektedir. İsrail’e limanlarını açan, petrolünü, silahını, istihbarat desteğini sağlayan ülkeler ve şirketler, bu suçun ortaklarıdır. Filistin halkının beklediği en temel dayanışma, işte bu bağları kesmekle, bu işbirliklerini sonlandırmakla mümkündür” diye kaydetti.   İKTİDARA ÇAĞRI   İktidara seslenen Güneş Özel, “Hamasi nutukları artık bırakın! Gün somut adımlar atma, Netanyahu hükümeti ile diplomatik, ticari ve askeri ilişkileri derhal keserek Filistin halkının yanında olma günüdür. Soykırımcı işgal devletine petrol akıtan, silah taşıyan Filistin halkına yapılan soykırıma destek olan tüm ortaklıklarınızı derhal sonlandırın. Bizler emekçiler olarak; emeğimiz üzerinden kurulan sömürü düzeninin İsrail’in savaş politikalarına da hizmet ettiğini görüyor ve buna karşı mücadelemizi büyütme çağrısı yapıyoruz” dedi.   “Filistin halkının özgürlük iradesi de dünya halklarının dayanışması da hiçbir saldırıyla kırılamayacaktır” diyen Güneş Özel, “Sumud Filosu’nun yüzlerce yolcusu, bu kararlılığı tüm insanlığa mal etmiştir. Bizler de buradan ilan ediyoruz: Savaş ve katliam politikalarına karşı, Filistin halkının yanında, emperyalizmin ve işbirlikçilerin karşısında olacağız” vurgusunda bulundu.   Açıklama, “Hamaseti bırak, ticareti kes” sloganı ile alkışlarla son buldu.   ANKARA   Filistin'de İşgale Son Platformu, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına karşı Kolej Metro önünden Yüksel Caddesine yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte "Filistin'de soykırım var, susma ses ver" ve "Gençlik Filistin'in yanında, yaşasın küresel intifada" pankartlarının açıldığı aynı zamanda, "Deniz'den nehire özgür Filistin", "İsrail Filistin'den defol" sloganları sık sık atıldı. Yürüyüşe demokratik kitle örgütleri de katıldı. Yürüyüşün ardından Yükel Caddesinde gerçekleştirilen açıklamada Filistin'de İşgale Son Platformu adına konuşan Sibel Korkmazsarı, "Filistin halkı tarihsel direnme geleneğiyle, bu vahşete onuruyla direniyor ve dünya halklarına sesleniyor. Alanları doldurmaya, grev grev, boykot boykot direnmeye çağırıyor" diye kaydetti.   'KAN ÜZERİNE İNŞA EDİLEN RANT MERKEZİ'   Gazze'de yıkımın son hızıyla devam ettiğine değinen Sibel Korkmaz Sarı, "Trump Gazze’nin çok güzel bir turizm şehri olacağını dillendirerek soykırımın gerçek nedenini itiraf etti. Basına yansıyan haberlere göre de bunun kan ve gözyaşı üzerine kurulacak bir rant merkezi planı olduğu ve emperyalist-kapitalist merkezlerde üzerine çalışıldığı anlaşılıyor. İki milyon kişinin katledilmesine ve yerinden edilmesine neden olacak bu girişim çoktan sermayenin iştahını kabartmış görünüyor. Gazze’de yıkım tüm vahşetiyle devam ederken inşaat projeleri de hızlanıyor. Trump’ın ‘turizm ve teknoloji merkezi’ diye adlandırdığı, insansızlaştırılmış ve soykırıma uğratılmış bir Gazze planı. Bu planı bozacak olan dünya emekçi halklarının gücüdür. Zira ölüm makinesi İsrail yalnızlaştırılmadıkça, hammadde akışı kesilmedikçe, vanalar kapatılmadıkça soykırım tüm vahşetiyle devam edecek. Hamasi nutuklar Filistin halkına derman olmuyor. Netenyahu’nun BM konuşmasını Gazze’de herkese dinleteceğini söyleme küstahlığı, emperyalist-kapitalist barbarlığın suç ortaklığının kanıtı niteliğindeydi. Siyonist rejim yalnızlaştırılmadan, tecrit edilmeden, ekonomik ve lojistik kaynakları kesilmeden bu vahşetin durmayacağı herkesin malumu" diye kaydetti.