MÛŞ - Mûş Baro Başkanı Kadir Karaçelik, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci"nde Meclis'in üzerine düşen büyük rolü oynaması ve tüm kesimlerin süreci sahiplenmesi gerektiğini vurguladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile yeni bir sürecin kapısı aralandı. Çağrının ardından PKK, 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini toplayıp çalışmaları sonlandırdıklarını duyurdu. Dün tarihi bir çağrı daha yapan Abdullah Öcalan, süreci herkesin sahiplenmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı. Sürece dair yeni adımlar atılırken, Meclis'te kurulacak komisyon için tartışmalar sürüyor.
Kürdistan’ın 16 ilinden Baro Başkanları, kurulacak komisyon için Meclis’teki siyasi partileri ziyaret etmişti. Meclis’i ziyaret eden Baro Başkanları arasında Muş Barosu Başkanı Av. Kadir Karaçelik de yer aldı. Karaçelik, Meclis’e yaptıkları ziyaret hakkında ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile başlayan süreçle ilgili Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
DÖNÜŞÜM SÜRECİ
Toplumsal barışın sağlanması için önemli bir süreçte geçildiğini ve umutlu olduğunu belirten Karaçelik, Öcalan’ın çağrılarının tarihsel yönüne dikkat çekti. Sürecin temkinli ilerlediğini vurgulayan Karaçelik, “2013-2015 süreci topluma çok ağır bilançolar oluşturdu. Dolayısıyla tekrar bu sürecin yürütülmesi noktasında temkinli olma hali buradan gelmektedir. Elbette bu süreç yeni bir toplumsal dönüşümü gerçekleştirecek. Toplumsal alanda ve siyasal alanda yeni bir dönüşüme kapı aralamaktadır” dedi.
DEMOKRATİK SİYASET
Demokratik siyasetin önünün açılmasının nihai amaç olduğunu ifade eden Karaçelik, sürecin ruhuyla bağlantılı olarak bir dizi sosyal, toplumsal ve hukuki gerekliliklerin ön plana çıktığını vurguladı. Karaçelik, “Bu sürecin en önemli ayaklarından biri barışın pozitif ayağının inşası meselesi hukuki gereklilikleri içermektedir. İçeride olup, cezasını yatan, gözlem kurulu kararıyla içerde tutulan, özgürlüğüne kavuşmayan, hasta tutuklular ve hükümler bu sürecin birinci ayağını oluşturmaktadır” dedi.
‘TMK KALDIRILSIN’
Kürt meselesinin çözümünü zorlaştıran en önemli nedenlerin başında Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) geldiğinin altını çizen Karaçelik, temel hak ve hürriyetlerde kapalı alan yaratan ve farklı ceza infaz rejimine davetiye çıkaran bu kanun kaldırılması gerektiğini vurguladı. Karaçelik, şöyle devam etti: “Türkiye’de yeniden güvenlik politikalarının inşasında insan merkezli, odaklı politikalar esas alındığı zaman TMK noktasında reform kaçınılmaz görünmektedir. Yine TCK’daki bazı hükümler, ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ iki defa AYM tarafından iptal edilen bir madde. Öngörülebilirliği olmayan düzenlemeler içermektedir" diye belirtti.
SÜRECİN YOL ÇALIŞMASI
Bu ve benzeri maddelerde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Karaçelik, "Bunlar bizim bahsettiğimiz demokratik siyaseti de güvenli bir alana çeken, mümkün kılan, imkanlarını oluşturan yol çalışmalarıdır ve kaçınılmazdır. Türkiye’nin siyasette farklı fikirleri ifade etmeye, bunu konuşabilmeye, bunun etrafında örgütlenebilme özgürlüğünün oluşması için bu tür reformların ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi yaşamsal düzeydedir” diye konuştu.
SAHİPLENME ÇAĞRISI
Karaçelik, yapılan çağrılarla sürecin önemli bir noktada olduğunu vurgulayarak, heba edilmemesi uyarısında bulundu. Sorunun çözümü için Meclis'e büyük bir rol düştüğünü ve bu rolü oynaması gerektiğini söyleyen Karaçelik, sürece dair kullanılan üsluptan içeriğe kadar dikkat edilmesi ve sahiplenilmesi gerektiğine işaret etti.
MA / Can Kırbaş