QENDÎL - Ezgileriyle "dağ" yaşamını topluma ulaştıran Awazê Çiya'nın üyesi Delîl Demhat, "Bireysellik kaybettiriyor, sanatta komünaliteyi esas almalıyız" dedi. Demhat, Abdullah Öcalan'ın katılımıyla büyük bir kutlama yapmayı istediklerini belirterek, "O günler uzak değil" dedi.
"Çiya (dağ)", Kürtlerde sadece bir coğrafi yer değil, aynı zamanda özgürlük, direniş ve doğayla uyumun sembolüdür. Tarihsel savaşlarda ve devletlerin baskılarına karşı sığınak ve koruma alanıdır. Her şeyin ötesinde kutsal bir mekandır. Bu nedenle Kürt motiflerinde temel tema olarak işlenir.
Awazê Çiya adlı gerilla grubu da, taşıdığı isimle tüm bunlara bir gönderme yapar. Türkçede “Dağların Ezgisi” ya da “Dağların Sesi” anlamlarına gelen bu ismi, 2008 yılında daha fazla duyar olduk. Grubun çalışmaları duyulur duyulmaz birçok kesimin ezberleri de bozuldu. Sadece silahlı mücadeleyle özdeşleştirilen PKK’liler, sanatsal faaliyetlerle daha çok gündeme gelmeye başladı.
ESERLERİ BÜYÜK ETKİ YARATTI
Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrarcı olan kesimler, onları sadece üzerlerindeki kıyafetlerle yadırgayarak, "imha edilmesi gereken PKK’liler" olarak gördü. Bazı kesimler ise, hiç ismini bilmedikleri ve haklarında bilgi sahibi olmadıkları grubun şarkılarıyla eğlendi ve hüzünlendi.
Ancak dağ yaşamı, özgürlük ve doğa temalı şarkılar ile bazı bölgelere ait ezgileri yeniden yorumlarıyla Kürtler arasında büyük bir etki yarattılar. Geleneksel ve modern öğeleri harmanlayarak Kürt müziğine yeni bir soluk getirdiler.
5 ALBÜM VE ONLARCA ŞARKI
Koma Mizgîn geleneğinden aldıkları güçle 2006 yılından bu yana 5 albüm çıkardılar. “Botan”, “Destana Me” ve “Dara Jiyanê” en bilenen albümleri. Bu süreçte onlarca yeni şarkıyı halkla ulaştırdılar, aynı zamanda birçok şarkıyı yeniden yorumladılar. Tüm çalışmaları müzik platformları ve sanal medyada geniş yankı uyandırdı.
5 ÜYELERİNİ KAYBETTİLER
Çatışmalı süreçte yapılan bombardımanlarda en az 5 üyelerini kaybettiler. En son 6 Ocak’ta Agir Serîhildan (Aram Merdanî) adlı üyeleri hayatını kaybetti. Şu an en az 20 üyeyle kültür ve sanat faaliyetlerini sürdürüyor.
DEMOKRATİK TOPLUMA ÖNCÜLÜK ETMEK İSTİYORLAR
Çatışmalı süreçte "dağların sesi" olan grup üyeleri, önümüzdeki süreçte Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin başarıyla ulaşmasıyla demokratik bir toplumun inşasına öncülük etmek istiyor.
PKK 12'inci Kongresi’nde alınan kararlar kapsamında HPG ve YJA-Star gerillalarının “Medya Savunma Alanları”na çekilmeye başladığını duyurduğu açıklama vesilesiyle grup üyelerinin çalışmalarını konuşma fırsatı yakaladık.
Delil Demhat, uzun yıllardır grubun içerisinde yer alan isimlerden birisi. Grupta birçok enstrümanı kullanmakla öne çıkan Demhat, sürecin başarıya ulaşmasıyla herkesin kazanacağını ve kültür/sanat faaliyetlerinin önünün de açılacağı görüşünde.
Demhat, grup olarak Abdullah Öcalan'ın katılımıyla Amed'de büyük bir kutlama ve konser yapmak istediklerini, bu günlerin de uzak olmadığını ifade etti.
'ÖZGÜRLÜK DİRENİŞLE ELDE EDİLİR'
Demhat, “Biz başlangıç değiliz” diyerek, Koma Berxwedan gibi grup ve sanatçıların bıraktığı gelenekten güç aldıklarını ifade etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kültür ve sanat faaliyetlerine verdiği önemden bahseden Demhat, yaptıkları şarkıların konusu itibariyle halkta karşılık bulduğunu ve sahiplenildiğini söyledi.
Çatışmaların yaşandığı bir yerde savaş ve kültür ve çalışmalarını paralel bir şekilde devam ettiğine dikkati çeken Demhat, "Savaş her ne kadar yıkım yaratsa da inşa ettiği şeyler de var. Özgürlük ancak direnişle elde edilebilir. İnsanlar savaşa aşık değil. Ancak özgür bir gelecek yaratmak için savaşma mecbur kalır” dedi.
ÇATIŞMA KOŞULLARINDA SANAT FAALİYETLERİ
Ortadoğu’da bazı güçlerin savaş çıkarmak ve halklar arasındaki çatışmaları derinleştirmek için çaba sarf ettiğini kaydeden Demhat, “Öyle bir şey ki; özgürlüğünü ve varlığını ancak savaşarak elde edebiliyorsun ya da ispatlayabiliyorsun” diye kaydetti.
Çatışma koşullarında sanat faaliyetlerini sorduğumuz Demhat, şunları kaydetti: “Savaş koşullarında sanat faaliyetleri yapmak zor. Dağlarda böyle bir şey de var; sen göğe yakın bir yere tırmandığında zordur, ancak doruğa ulaştığında güzelliklerini de görüyorsun. Bu nedenle hem zorluğu hem de güzelliği var. Böylece güzel olana daha fazla anlam verebiliyorsun. Yaşamın öyle ucuz bir şey olmadığını görüyorsun. Bu zorluklara rağmen çok şey elde edebiliyorsun. Yeni bir yaşam, yeni bir kültür kazanıyorsun. Burada mesele savaşın neden yürütüldüğüdür. Yoksa her yerde bir savaş hali var.”
Demhat, Kürtlerin yıllarca inkar edildiğini ve başkalarının boyunduruğu altında bırakılmak istendiğine işaret ederek, “Önder Apo ile bu durum değişti. Kürtler artık kimlikleri, varlıkları ve kendilerini yönetmek için mücadele veriyorlar. Özgür bir yaşam için mücadele veriyor. Sanat da buna göre şekilleniyor ve faaliyet yürütüyor. 24 saat boyunca droneler tepemizde geziyor. Buna rağmen kültürel faaliyetlerimizi sürdürdük ve ürettik. Ancak istediğimiz gibi yürütemiyoruz. Çalışmalarımız bu nedenle aksayabiliyor, istediğimiz tempoda yürümüyor. Bazen bazı şeyler yapmak istiyoruz ancak bu durum (çatışmalar) izin vermiyor" diye konuştu.
AWAZÊ ÇIYA'YA GELEN ELEŞTİRİLER
Awazê Çiya'ya ne gibi eleştirilerin geldiğini sorduğumuz Demhat, şunları söyledi: "Eleştirilere açığız. Eleştiri insanı geliştirir. Bazı zamanlar bazı noktaların anlaşılmamasından kaynaklı eleştiriliyoruz, edebi açıdan eleştiriliyoruz. Bazı şarkılarda bazı arkadaşlar o hissi veremeyebiliyor. Aynı zamanda her yerde direniş var. Her yerde bazı yaşanmışlıklar var. Serhat ve diğer eyaletler gibi. Buralardaki direnişe dair bir şey yapmadığımız yönünde eleştiriliyoruz. Bu da yerinde bir eleştiri."
'KOMÜNALİTEYİ ESAS ALMALIYIZ'
Kürt müziğinde emek verenlere kendilerinin de kimi eleştirilerinin olduğunu kaydeden Demhat, "Yeni gençler yetişiyor, bazı işler yapılıyor, bunun ne kadar akademikleştiğini bilmiyoruz. Ancak genel itibariyle bir ilerlemenin olduğunu söyleyebiliriz. Rojava’da durum eskisi gibi değil, bazı işler yapılıyor. Hunergeha Welat bazı çalışmalar yapıyor. Toplum da bunu görüyor. Ancak bireysellik her alanda gelişiyor. Herkes sanatsal faaliyetlerinde bireysel hareket ediyor. Böylesi bir arayış olduğu zaman toplumla kopuş yaşanıyor. Bu da toplumsallıktan kopuşu getiriyor, kendi toplumunun hakikatinden uzaklaştırıyor. Önderliğin (Öcalan) manifestosunda komünalite esas alınıyor. Bir şeyi nerede kaybettiysen orada aramalısın deniyor. Bu nedenle komünalite esas alınmalı. Biz bireysellik nedeniyle kaybediyoruz. Sistem bu modeli cazip hale getiriyor ve herkes de bunun etkisinde kalıyor. Bu da Kürt müziğine katkı sunmuyor. Kültür ve sanatta komünaliteyi esas almalıyız" diye konuştu.
'SÜREÇ İLERLERSE HERKES KAZANIR'
Demhat, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nden umutlu. Her duruma karşı hazırlıklı olduğunu söyleyen Demhat, "Hareket tarafından birçok açıklama yapıldı. Biz her şeye hazırız. Her şey toz pembe ya da barış var; biz duruma böyle bakmıyoruz. Gerilla yaşamı da böyledir; savaşa da barışa da hazırlıklı olmalı. Öncelikle kendini inşa etmeli. Süreç ne olursa olsun. Bazı kesimler bu sürecin başarıya ulaşmasını istemiyor. Halklar arasında her zaman savaşın olmasını istiyorlar. Eğer bu süreç ilerlerse bizim için de birçok imkan ortaya çıkar. Barış ve Demokratik Toplum Süreci ilerlerse herkes kazanır. Kimse kaybetmez, herkes kendi alanında kazanır. Her şeyin önü açılır. Önder Apo bu zemini açıyor. Siyaset, kültür, ekoloji... Sadece sanatsal olarak ele almıyoruz. Bir kördüğüm gibi düşünelim, bir noktanın açılması diğer düğümlerin de kendiliğinden açılmasına vesile olur. Biz de inanıyoruz ve hazırız. Ancak buna hazır olmayan kesimler de var. Bu da süreci biraz ağırlaştırıyor" ifadelerini kullandı.
Awazê Çiya olarak Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü esas aldıklarını kaydeden Demhat, son olarak grubun en büyük hayalini paylaştı: "Önder Apo fiziki olarak özgür olsun ve Amed'in Sur ilçesinde halkın coşkusuyla büyük bir kutlama ve konser yapalım. Bence o günler uzak değil."
MA / Azad Altay
