İSTANBUL - İstanbul'da belediye başkan yardımcılarının da aralarında olduğu 10 seçilmişin tutuklanmasına, seçimlerde kamuoyuna deklare edilen "Kent Uzlaşısı", WhatsApp grubu, 10 yıllık telefon HTS kayıtları gerekçe yapıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü "Kent Uzlaşısı" soruşturması kapsamında 11 Şubat'ta yapılan ev baskınlarında aralarında iki belediye başkan yardımcısının da olduğu 10 kişi gözaltına alındı. Ataşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Livan Gür, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Şişli Belediye Meclis üyesi Sinan Gökçe, Üsküdar Belediye Meclis üyesi Bülent Kaygun, Fatih Belediye Meclis üyesi Güzin Alparslan, Tuzla Belediye Meclis üyesi Hasan Özdemir, Beyoğlu Belediye Meclis üyesi Turabi Şen, Sancaktepe Belediye Meclis üyesi Elif Gül, Adalar Belediye Meclis üyesi Nesimi Aday ile Beyoğlu Belediyesi çalışanı İ.P. 12 Şubat'ta çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
10 YIL ÖNCEKİ HTS KAYITLARIYLA SUÇLANDILAR
Tutuklanan kişilere, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi olmak ve “Kent Uzlaşısı” kapsamında faaliyet yürütmek suçlamaları üzerinden “örgüt üyesi olmak” iddiası yöneltildi. 10 kişi, verdikleri ifadelerde, HDK’nin yasal bir kuruluş olduğunu ve halen faaliyetlerine devam ettiğine vurgu yaptı. Yine 31 Mart yerel seçimlerinde siyasi partiler arası ittifakların normal bir durum olduğunu, “Kent Uzlaşısı" çalışmalarının da suç sayılamayacağını kaydetti. Ocak 2015 ile Ocak 2025 tarihleri arasındaki HTS kayıtlarına dair iddiaları da yanıtlayan seçilmişler, görüştükleri kişiler hakkında soruşturma olup olamayacağını bilemeyeceklerini ifade etti.
AVUKATLARIN SAVUNMALARI
Tuzla Belediye Meclis üyesi Hasan Özdemir’in avukatı Bülent Aşa, hakimlik sorgusunda HDK’nin yasal bir platform olduğunu vurguladı. Aşa, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul'da "Kent Uzlaşısı" ile gireceğini deklere ettiğini hatırlatarak, "DEM Parti, Tuzla ilçesinde seçime girmemiştir. Partilerin seçimlere ittifak kurarak girmelerinde herhangi bir engel yoktur. Birçok parti seçimlerde ittifak yapmıştır. Bütün siyasi partilere mubah olan ittifak söz konusu Kürtlere gelince mi illegal oluyor?" diye sordu.
Aşa, müvekkilinin gözaltına alınmasının "demokratik siyasete bir gözdağı" olduğunu vurgulayarak, HTS kayıtlarının polis tarafından “yasadışı” bir şekilde elde edildiğini kaydetti. Aşa, "Dosyada iletişim tespit kararı yoktur. Mahkeme kararı olmadan, yasal olmadan HTS kayıtları elde edilmiştir” dedi.
Beyoğlu Belediye Meclis üyesi Turabi Şen’in avukatı İhsan Artuç, HDK’nin “örgüt üyeliği” iddiasına gerekçe yapılamayacağını söyledi. Bu duruma dair geçmiş dönemde tek bir mahkeme kararının olmadığına dikkati çeken Artuç, HDK’nin yasal olduğunu, yakın zamanda kongresini yaptığını ve geçtiğimiz günlerde “Çözüm barışta” konferansı gerçekleştirdiğini hatırlattı. Dosyanın siyasi saiklerle açıldığını söyleyen Artuç, şunları söyledi: "Bu dosyada meşru bir amaç yoktur. Savcılığın sevk yazısında bahsedilen ‘Kent Uzlaşısı’ konusunda bir delil yoktur. Müvekkilim belediye meclis üyesidir. HDK ile ilgili faaliyeti de yoktur."
Diğer avukatlar da hakimlik savunmasında, HDK’nin yasal olduğunu ve “Kent Uzlaşısı”nın bir seçim ittifakı olduğunu vurguladı.
KONUŞMALAR TUTUKLAMAYA GEREKÇE YAPILDI
Hakimliğin tutuklama kararında dikkat çekici hususlar yer aldı. Kararda, 10 kişinin HDK’li olması, “Kent Uzlaşısı” kapsamında faaliyetlerde bulunmaları, yine birbirleriyle yaptıkları konuşmalar yer aldı.
Hasan Özdemir’in WhatsApp uygulamasında “DEM Parti İlçe Yönetim Grubu"nda yer alması; Sinan Gökçe’nin 29 Ocak 2023’te HDK’nin 12’nci dönem genel kuruluna katılması ve bir röportajda “Kürdistan” kelimesini kullanması tutuklama gerekçeleri arasında yer aldı.
Kararda, “Bu kapsamda HDK’nin sosyal alandaki faaliyetleri ile eşgüdümlü şekilde siyasal alanda ‘Kent Uzlaşısı’ modeli üzerinden metropol belediyelerindeki kritik HDK üyelerinin sızdırıldığı..." ifadelerine yer verilmesi dikkati çekti.
Ayrıca söz konusu faaliyetlerin "KCK" talimatıyla gerçekleştirildiği, "Demokratik Özerklik" planının hayata geçirilmek istendiği, bu nedenle "örgüt üyeliği" suçunun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu iddialarına yer verildi.
MA / Ömer İbrahimoğlu